Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edilişinin 76. yıl dönümünü idrak ettiğimiz bugün, başta Adanalı hemşehrilerimiz olmak üzere tüm vatandaşlarımızın ve tüm insanlığın 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nü kutluyorum.

İnsanlık tarihinin önemli dönüm noktalarından biri olan 10 Aralık 1948 tarihinde, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edilmesiyle tüm insanların doğuştan itibaren eşit olduğu tüm dünyaya ilan edilmiştir.

İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi için uluslararası düzeyde bir mihenk taşı olan bu güçlü irade beyanı, dünya üzerinde var olan tüm bireylerin temel hak ve özgürlüklerini teminat altına almayı hedeflemiştir.

Beyanname’yi kabul eden ilk ülkelerden biri olan ülkemiz tarih boyunca insan haklarının ve hukukunun korunmasından yana olmuş; din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın dünyanın her neresinde olursa olsun insanlığa karşı yapılan zulüm ve haksızlığın karşısında durmuş, böylelikle insan haklarının korunması ve yaygınlaştırılması hususundaki hassasiyetini daima korumuştur.

Ancak İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabulünden 76 yıl sonra dahi insan hakları ihlalleri tüm dünyada devam etmektedir. Bunun en acı örneklerinden biri, son dönemde Filistin’de yaşanan insanlık dışı saldırılardır. Masum sivillerin, çocukların, kadınların ve yaşlıların hedef alındığı bu saldırılar yalnızca Filistin halkının haklarına değil, tüm insanlığın ortak değerlerine büyük bir darbe vurmuştur. İnsan haklarının açıkça hiçe sayıldığı bu saldırılar tüm dünyaya uluslararası kuruluşların ve gelişmiş devletlerin insan haklarını koruma sorumluluğunu yerine getirmediğini göstermiştir.

İnsan haklarının evrensel bir değer olarak kabul gördüğü bir dünyanın, ancak insanlığın ortak vicdanı ve dayanışmasıyla mümkün olacağını belirtirken başta milletimiz olmak üzere dünya üzerindeki tüm insanların 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nü kutluyor, insan hakları ve insani değerlerin daima öncelikli olduğu bir dünya temenni ediyorum.