Moved Permanently

 Çukurova Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Aysel Ateş, 8 Mart’ın 100.yılında kadınlar ne istediklerini bildiklerini ancak tüm dünyanın kadınların anlattıklarını ısrarla anlamak istemediğini kaydetti. Ateş, kadın hakları mücadelesinin, her zaman demokrasi için bir mücadele olduğunun altını çizerek, “Kadın hakları insan haklarıdır” dedi.

KADINLAR NE İSTEDİĞİNİ BİLİYOR

Aysel Ateş, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla Çukurova Kent Konseyi Kadın Meclisi adına yaptığı yazılı açıklamada 8 Mart’ın 100.yılına girildiğine işaret etti. Kadınların 100 yıldır verdiği mücadelenin anlaşılmak istenmediğini belirten Ateş, şunları kaydetti:

“Kadın ne ister? Hepimizin bildiği klasik soru. Dünya şaşkınlık içinde, kadınlar gizemli, çözülemiyor. Ne istedikleri anlaşılmıyor. Ya da 100 yıldır anlattıklarını ısrarla anlamak istemiyorlar. Kadınlar olarak ne istediğimizi biliyor ve tekrardan açık bir şekilde söylüyoruz? Cinsiyetimizle tanımlanmak istemiyoruz. Eş, anne, ev hanımı gibi herhangi bir rol beklentisini karşılamak istemiyoruz.  Eşit değerdeki işler de için aynı ücretlendirmeyi istiyoruz.  İşe alınırken bu kadın çok hasta olur çocuk doğurur işi aksatır gibi bahaneler istemiyoruz.  İnsan olarak görülüp sadece bilgi ve becerilerimiz ile değerlendirilmek istiyoruz. Kadınlar olarak dolu bir yaşam istiyoruz ve hayatımızda ne olmasını istiyorsak kendimiz karar vermek istiyoruz. Babalar, sevgililer, kocalar ve başkaları tarafından tanımlanmak istemiyoruz. Eşimizi severek istediğimiz yaşta seçmek istiyoruz ve anlaşamadığımızda medeni bir şekilde dövülmeden, öldürülmeden, kınanmadan kendi hayatımıza devam etmek istiyoruz. Kadınlar bu toplumu şekillendirmeye yardımcı olmak istiyorlar, siyasette söz sahibi olmak istiyorlar ve erkekler gibi sanat, ekonomi ver kültür konusunda aynı karar verme yetkilerine sahip olmak istiyorlar. Bakın istediklerimiz çok zor şeyler değilmiş, uzaya gitmekten daha kolay”

BİRAZ EMPATİ YAKLAŞIMI DEĞİŞTİRİR

Herkesin kız çocuğunun, kız kardeşinin ve annesinin olduğunu ifade eden Ateş, biraz empati kurmanın olaylara yaklaşımı değiştireceğini vurguladı. Ateş, “Zor şartlarla okuttuğunuz kızınızın bir iş verinde hak ettiğini alamaması veya bir erkek tarafından dövülmesini veya öldürülmesini ister misiniz? Birlikte okuyup evlenip sadece siz istiyorsunuz diye çalışmayıp çocuk bakan, sizin yükselmeniz için emek veren kadını bir zaman sonra küçük görme hakkınız yok. Çalışmak veya çalışmamak bir tercih olmalı ve asla kadının tercihi ve aklı sorgulanmamalı. Kadın, erkeğin başarısız bir kopyası değildir; insan olarak mücadele ve inşa için özel özellikler ve yeteneklere sahiptir.  Ancak gerçek şu ki, kadınlar bugün hala dezavantajlı durumda. Türkiye'de Mecliste milletvekili oranı yüzde 17'dir. Peki, böyle devam ederse eşit olması için 200 yıl daha mı beklememiz gerekiyor. Adana nüfusu kadın erkek eşit olmasına rağmen. SGK Aralık 2020 istatistiklerine bakıldığında Sigortalı kayıtlı işçi, işveren ve memur toplamında kadınların erkek oranının sadece yüzde 40. Kayıtsız çalışanlar var denilebilir. Evet,  var.  Bu ayrı bir adaletsizlik.  Bu grup da erkeler de var” diye konuştu.

KADIN HAKLARI İNSAN HAKLARIDIR

Kadın haklarının baskı altına girdiği ülkelerde, diğer insan haklarının da baskı altına girdiğinin  görülebileceğini kaydeden Ateş, “Kadın hakları mücadelesi, her zaman demokrasi için bir mücadeledir. Kadın hakları insan haklarıdır. Yıllardır bu mücadele için şehit olan, emek veren, kadın erkek ayırt etmeden tüm insanlara teşekkür ederiz. Claza Zetkin’in dediği gibi; ‘Zincirlerinizden başka kaybedecek bir şeyiniz yok, fakat kazanacağınız koca bir dünya var.’ Diyerek sözlerini tamamladı.