Moved Permanently

Bu yazıyı yazdığımızdan beri telefonlarımız susmadı. Neden www.dorukgazetesi.com sitesin den bu haberi hemen yayımlamadığımızı sordular. İkilem arasında kaldık. En doğrusunun bu haberin her zamanki gibi ilk önce DORUK Gazetesi’nde yer alması idi. Haberi okuyanlar hemen o şahsı tanımışlardı.

Demek ki nam salmış... İyi biri şöhreti varmış borsa oynarken.

Eee nerede kalmıştık?
***
Orta boylu, beyaz tenli, zayıf, küçük yüzlü, saçlarına kır düşmüş, amirlerinin yanında hep süklüm büklüm olan bu tekinsiz, ufuksuz şahsiyet, hiçbir zaman bir gazeteci gibi davranmamıştır.

Onu tanıdığımızda tirajı 50 bini geçmeyen bir gazetede yazar/çizerdi. Hep entel dantel geçinir, arkadaş gurubunun arasına sezdirmeden sinsi gibi sokulur, zehrini akıtırdı. Bilgiç bilgiç takılır, kendince gündemle ilgili siyasileri eleştirmek adına yap boz gibi sorular sorar, aldığı sorular karşısında tatmin olmaz, fena bozguna uğrardı. Çünkü duymak istediğini duymaz, biraz uzaklaşır, karakteri bu ya, can çıkar huy çıkmaz diye. Döner dolaşır kedi sessizliğinde başka bir toplantıda usulca sokulmaya devam eder, insanları eleştirmeyi, yermeyi çok severdi. Kütüphane (!) mübarek her şeyi kendi bilirdi (!) İğnelerini sezdirmeden batırmaya devam ederdi.

Bu arkadaş seçkinlerin gazetesinde haber yapardı. Solcu geçinir ama kapitalistlerin yaşamına imrenirdi. Onlar gibi olmak isterdi. Bir gün evini sattı borsaya yatırdı. Bir verip 10 alacaktı. Ufku buna yetmedi. Bu kendisini kesmedi, bu defa babasından kendisine kalan tarla takımı sattı, onu da borsaya, kendi gibi komünist olan solcu geçinen Sarp Kuray’a teslim etti. Yetmedi Mersin’deki yazlığını da satışa çıkarak yatırdı. Borsaya 5 verip 200 almak istiyordu ama tekinsiz davrandığı için hepten çöktü.

Gün geldi iflas bayrağını çeken borsacı Sarp Kuray ekonomik nalları dikti.

Kuray nalları dikerken tekinsiz ufukta onunla birlikte nalları dikti.

***

Bizimki sudan çıkmış balığa döndü.
Elde avuçta ne var hepsi uçup gitmişti.

Parasını, paracıklarını kurtarmak için bir plan yaptı. Üşenmedi İstanbul’a kadar gitti. Eli boş döndü.

Sonra gazeteciliğini kullandı, haberi başkasınınmış gibi gazete yönetimi aldatıp, haberi gazetede yayımlatmayı başardı.

Çok sürmedi, Sarp Kuray gazetenin üst yönetimini arayarak durumu anlattı. ”Hiç ahlaki değil, parasını kurtarmak için bu arkadaş gazetenizi kullanıyor” dedi.

Gazete yönetimi bunu öğrenince bu arkadaşı kapı önüne bıraktı.

50 bin tirajı olan bu gazeteden kovulunca kendini sokakta buldu. Neden ayrıldığı belli idi.

Gazeteyi kendi çıkarı için kullanmıştı.

Çok sıkıntılı bir evre geçiriyordu.

Eşinden de yeni ayrılmıştı. Kızı üniversitede okuyacaktı. Para lazımdı. Haberciliğin kurnazlığını bildiği için, ahlak mahlak hak getire, bir haber eline ulaştı, büyükşehir belediye başkanına haber saldı.

Bu haber başkanın hoşuna gitmemişti. Bu haber karşılığında kendisine yüklüce para verdirtmiş. Bunu artık sağır sultan bile duymuştu.

Solculuk sınıfından kapitalist sınıfına atlayacaktı hevesi kursağında kaldı.

***

Artık her yol onun için Paris’ti. Oysa hayalinde 1 verip 100 almak vardı, elindekini ve avucundakini kaybetmişti. Bu bozgun, ruh sağlığı bozuk tarumar dönemde ikinci evliliğini gerçekleştirdi.

Sonra erken gazetesine geçti. Geçti ama bu defa gazete hiç tasvip etmediği iktidarı destekliyordu. Olsun ne farkederdi ki? İlke milke hak getire. Önemli olan para kazanmak değil miydi onun için. Epeyce zaman çalıştı orada. Ama alttan alttan iktidarı her seferinde vurdu. Yani yediği kabı pislemede üzerine yoktu.

Bir gün yine elinin freni yani kaleminin freni tutmayınca, Kürtler için: “Kedi köpek gibi çoğalıyorlar" diyerek haber yaptı. Haddini aşmıştı. Yılmadı Ankaralara kadar gitti derdini anlatmaya, anlatamadı. Yalvardı yakardı olmadı. Yanlış hesap Bağdat’tan dönmüştü. Yüzündeki maske, içindeki Truva atı gün yüzüne çıkmıştı.

Artık ufku mufku herşeyi kararmıştı.

Şimdi merak ediyorum bu efendinin bu kadar fütursuz, destursuz, ilkesiz geçmişi varken, nasıl oluyor da cv’si o belediyenin kurumlarında geçiyor.

Belediyelerde Öz Denetim var mı? Varda böyle bir birim, biz mi bilmiyoruz. Böyle kirli bir sicile sahip biri nasıl olurda belediye de çalışır.

Aksine çalıştığı başkanın kökeni de ne yazık ki hakaret ettiği bir kavimle aynı. Her ne kadar cüzdanında Adana yazsa da kökleri Urfa’da oradan geliyor.

Bu tekinsiz ufuksuz dürüstlükten dem vurur, mangalda kül bırakmaz. Kendisi ilçede, eşi büyükşehir şirketlerinde çalışıyor. Hani ilke?

Hatta ilçe belediyede işe başlar başlamaz makam odası kavgası başlamıştı.”Beni çiğnemeyin, beni ezip geçmeyin, hooop ben buradayım” dercesine.

Bu tür insanları her yerde görebilirsiniz, birde zabitlik yaparlar ahlak bekçiliğine soyunurlar, ilkelerden bahsederler, kriterlerden söz ederler, ama kendileri her türlü naneyi yerler. Bu tür insanları çevrenizde her an görebilirsiniz.