|
||
Hava Kirliliğinin Türkiye’ye Faturası Yılda 138 milyar dolar! | ||
Hava Kirliliğinin Türkiye’ye Faturası Yılda 138 milyar dolar! | ||
EKONOMİ Haberi | ||
![]() |
||
Temiz Hava Hakkı Platformu’nun yeni raporunda, partikül madde PM2.5 hava kirliliğinin Türkiye ekonomisine yükü ilk kez hesaplandı ve buna göre, kirli havanın ekonomiye faturasının bir yılda 138 milyar dolar, yani 2024 GSYH’sinin yaklaşık %10’u olduğu belirlendi. Rapor, hava kirliliği düzeyinin Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği seviyeye çekilmesi durumunda Türkiye’de yılda en az 60 bin hayatın kurtarılabileceğini vurguluyor.
Temiz Hava Hakkı Platformu (THHP), kuruluşunun 10. yılında Türkiye’nin hava kirliliği gerçeğini bir kez daha gündeme getirdi. 2016’dan bu yana düzenli olarak yayımlanan Türkiye’nin “hava kirliliği karnesi” Kara Rapor’un yedincisi, Kara Rapor 2025 İstanbul’da düzenlenen basın toplantısında kamuoyuna duyuruldu. Etkinlikte, uzmanlar, Türkiye’nin hava kirliliğiyle mücadelesinin son 10 yıllık tarihini ve geleceğini değerlendirdi.
“Temiz Hava Temel Bir İnsan Hakkı” “Sağlıklı Havaya Uzağız” Kara Rapor 2025’e göre Türkiye’de partikül madde PM2.5 hava kirliliğinin ekonomik karşılığı bir yılda yaklaşık 138 milyar dolar. Bu, Türkiye’nin 2024 yılı gayri safi yurt içi hasılasının %10’una eşit. PM2.5 maruziyetinin azaltılmasıyla her yıl 10 binlerce hayat kurtarılabilir ve ekonomi üzerindeki ağır yük hafifletilebilir. 2024’te Hava Kalitesi İyi İl Yok İstanbul’da, Sultangazi bölgesinde de Cebeci taş ocakları nedeniyle ilçe halkı yılın 263 günü kirli hava soludu. Ankara ve İstanbul’da 2024’te hava kirliliği “hassas” düzeyde seyretti. İzmir’de ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı hava kalitesi izleme istasyonlarından bu yıl da yeterli veri alınamadı. Bu nedenle İzmir’in havası kapsamlı biçimde değerlendirilemedi. Kara Rapor 2025’te yapılan 10 yıllık değerlendirmeye göre özellikle doğalgaz kullanımına geçen bölgelerde (ör. Edirne-Keşan) hava kalitesinde belirgin iyileşmeler görülürken Ankara Keçiören, Antalya ve Şanlıurfa gibi hızla büyüyen kentlerde hava kalitesi düştü. 10 yıllık değerlendirmenin en önemli çıktısı Türkiye’de hava kirliliğinin halen düzenli ve yeterli ölçülmediği oldu. İnce partikül madde PM2.5 kirliliğinin, dünyada toplam hastalıkların %8’inden ve yılda 7,8 milyon erken ölümden sorumlu olduğunun, özellikle solunum ve dolaşım sistemi hastalıklarına yol açtığının belirtildiği Kara Rapor 2025’te şu veriler dikkat çekiyor: KOAH’a bağlı ölümlerin %41,3’ü, iskemik kalp hastalıklarına bağlı ölümlerin %27,7’si, inme kaynaklı ölümlerin %27,4’ü, akciğer kanserine bağlı ölümlerin %18,6’sı, diyabete bağlı ölümlerin %17’si PM2.5 kirliliğinin sonucu. Kirlilik, kronik böbrek hastalığı, nörolojik hastalıklar, erken doğum ve ruh sağlığı sorunları gibi riskleri de artırıyor. “Yapılan hesaplamalara göre Türkiye’de 2023 ve 2024’te, ince partikül madde PM2.5 kirliliği nedeniyle sırasıyla 63 bin 851 ve 62 bin 644 erken ölüm meydana geldi. Bu, 30 yaş üstü nüfusta tüm ölümlerin yaklaşık %13’ünün hava kirliliğine atfedilebileceği anlamına geliyor” vurgusu yapan Temiz Hava Hakkı Platformu Yürütme Kurulu Üyesi ve Çevre İçin Hekimler Derneği THHP Temsilcisi Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan sözlerini, “Eğer PM2.5 düzeyi DSÖ’nün önerdiği yıllık ortalama 5 µg/m³ seviyesine indirilebilseydi yılda 60 binin üzerinde ölüm önlenebilirdi” diye sürdürdü. 2024’te hava kirliliğine bağlı ölüm oranının en yüksek olduğu il Osmaniye (%33,8) olurken, toplam ölümlerin sayısal olarak en fazla görüldüğü iller İstanbul, İzmir, Bursa ve Ankara oldu. PM2.5 hava kirliliği, Türkiye’deki en önemli önlenebilir ölüm nedenlerinden biri. Partikül Madde Kirliliği Demans Riskini Artırıyor Orman Yangınları Zehirliyor Küresel ölçekte, 2000–2016 yılları arasında 749 bölgeyi kapsayan veriler üzerinden yapılan başka bir araştırma ise tüm nedenlere bağlı 65,6 milyon ölümün 406 bin 720’sinin (%0,62) orman yangınlarına bağlı PM2.5 maruziyetinin akut etkilerine atfedilebileceğini ortaya koydu. Çocuklar İklim Değişiminin En Öncelikli Kurbanları Temiz Hava Hakkı Platformu Koordinatörü Gümüşel de PM2.5 kirliliğinin sağlık açısından çok riskli olmasına rağmen Türkiye’de mevzuatta henüz yer almadığı için platform olarak bir kampanya başlattıklarını duyurdu: “Yeni başlattığımız ‘Hedef Temiz Hava!’ imza kampanyası ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına sesleniyor, PM2.5 için soluduğumuz havadaki PM2.5 kirliliğine yönelik yasal bir sınır değer belirlenmesini talep ediyoruz.” Raporda, hava kirliliğinin başka bir boyutunun, ozon kirliğinin de altı çiziliyor. Temiz Hava Hakkı Platformu Yürütme Kurulu Üyesi THHP Temsilcisi Prof. Dr. Melike Yavuz, “Atmosferin üst katmanlarında yaşamı koruyan ozon, yer seviyesinde zararlı bir kirleticiye dönüşüyor; gökyüzünde kalkan iken yeryüzünde zehir oluyor. Solunum yollarında tahriş, iltihaplanma ve akciğer fonksiyonlarında azalma gibi sağlık sorunlarına yol açıyor. Özellikle çocuklar, yaşlılar, açık havada çalışanlar ve kronik hastalıkları olanlar ozona karşı daha hassas” dedi. Kısa süreli maruziyetler öksürük, nefes darlığı ve astım ataklarına yol açarken uzun süreli maruziyetler akciğer gelişimini yavaşlatabilir, kalp-damar ve solunum sistemi hastalıklarını artırabilir. Uzun süreli ozon maruziyeti dünya genelinde yaklaşık 490 bin KOAH ölümünden sorumlu. Son 10 yılda ozona bağlı KOAH ölümlerinde %20’ye yakın artış kaydedildi. DSÖ, ozon için 8 saatlik ortalama sınırı 100 µg/m³ olarak belirlerken Türkiye’de bu değer 120 µg/m³. Özellikle yaz aylarında ozonun yakından izlenmesi, riskli gruplar için erken uyarı sistemlerinin kurulması ve sınır değerlerin uluslararası standartlarla uyumlu hale getirilmesi gerekiyor. “Uygulama ve Denetim Mekanizmaları, Mevzuatın Gerisinde Kaldı” “Türkiye’de hava kalitesi mevzuatı, son 10 yılda AB çevre müktesebatına uyum amacıyla önemli değişimler geçirdi. Temel kirleticiler için AB sınır değerlerine kağıt üzerinde ulaşıldı fakat DSÖ’nün küresel düzeyde insan sağlığının korunması için belirlediği kılavuz değerlere ulaşmak için ulusal bir vizyona ve plana ihtiyaç var” diyen THHP Hava Kalitesi Uzmanı Dr. Ozan Devrim Yay, “En önemli eksiklik ise PM2.5 için hâlâ bağlayıcı ulusal limit bulunmaması. Yine enerji ve sanayi tesisleri için çok çeşitli ‘kirletme istisnaları’ tanımlanması nedeniyle bu tesislerin bulunduğu bölgeler ‘kirlilik cennetleri’ne dönüşüyor. Özetle uygulama ve denetim mekanizmaları, mevzuatın gerisinde kaldı. Özellikle şehirlerde artan trafik, sanayi ve ısınmadan kaynaklananı emisyonlar nedeniyle limit değerler aşılıyor. Birçok ilde Temiz Hava Eylem Planı hazırlanmış olsa da bunlar etkin şekilde uygulanmıyor” şeklinde konuştu. Türkiye’nin hava kalitesi yönetiminde odak, AB’nin 2030 için öngördüğü yeni sıkı limitlere ve DSÖ kılavuzuna yasal uyumun planlaması, mevzuatın gerçekten uygulanması ve halk sağlığının korunması olmalı. Bu amaçla PM2.5 için bağlayıcı bir limit değer konması, izlemede altyapının ve veri kalitesinin geliştirilmesi, denetimlerin etkili yaptırımlarla desteklenmesi gerek. Kara Rapor 2025’te THHP, Türkiye’de hava kirliliğinin ve buna bağlı sağlık sorunlarının ve mali yükün azaltması için atılması gereken yedi adımı şöyle sıralıyor: Ekonomik Etki Analizleri Politikaya Girdi Olmalı:5 kirliliğine bağlı ölüm ve hastalıkların ekonomik maliyeti düzenli olarak hesaplanmalı ve kirlilik önleme politikaları kamu yatırım planlarına entegre edilmeli. Sağlık ve çevre politikalarında maliyet-etkinlik değerlendirmeleri yapılmalı; hava kirliliğiyle mücadeleye ayrılan kaynaklar artırılmalı. Kaynak; EKOIQ |
||
|
||
Etiketler: Hava, Kirliliğinin, Türkiye’ye, Faturası, Yılda, 138, milyar, dolar!, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.