Meral Kara Delen hepimizin arkadaşı, kardeşi, ablasıydı. Hep gülen yüzüyle bizi arardı. İyi günde kötü günümüzde hep yanımızda oldu.
Bazen beni arar, bazen ben onu arar, uzun uzun konuşurduk.
Yeni atandığında da konuşmuş,”İyi şeylere paylaşma canım, nazar oluyor” derdim.
Eşi Oğuz delen’in hastalığı onu çok ama çok üzdü. Hepimizi üzdü. Çok acı çekti. Mutlu olmasını çok isterdim. Kendini işine, çocuklarına ve evine adamıştı.
Üniversitede yıllar önce yanına gitmiş, birlikte yemek yemiştik. O da hayvanları seviyordu. yakınlarını kaybettiğinde taziyeye gitmiş ve evinde Kur’an okumuştum. İyi bir dostluğumuz vardı.
Bana beslediği kedileri göstermişti. Merhametliydi, yüreği güzeldi. Öldüğünü duyduğumda ise halen kendime gelebilmiş değilim, hemen hergün fatihasını gönderiyorum.
Rabbim eşine ve çocuklarına sabır versin.
Onu en iyi anlatan abimiz Şahin Esendemir yazmış, onun üzerine söyleyecek söz bulamıyorum.
MERAL'İN ARDINDAN YAZMAK!
Sabaha karşı ulaştı acı haber; hem de yine bir kış sabahı, gün ağarmadan.. Aylardan yine Şubat, gün 6 değil 16'yı gösteriyordu..
Mesaj saati tam olarak 04.17 olarak çakılı kalmıştı.. 50 yılı aşan bir dost, Tercüman Gazetesinden mesai arkadaşım Hayriye Delen umut beklerken, yüreğimde yepyeni bir depremi oluşturuyordu:
"Meral'imizi kaybettik "
***
Meral için herkesin anlatacağı çok güzel anılar vardır mutlaka..
O Meral ki; yaşam trenine, "Durdurun, İnecek var!" diyebilecek kadar cesur, hep bu dünyada kalacakmış gibi yaşama bağlı melek kalpli bir insandı..
Bu zor günde Meral ile ilk tanıdığım, ilk sohbet ettiğimiz anlardan bahsetmem, onun çok az bilinen ama en onur duyduğu özelliği dile getirmem gerekiyor..
   
***
1993 yılının sonbaharı, aylardan Ekim mi, Kasım mı tam olarak hatırlıyamıyorum..
Günaydın Gazetesi temsilciliği ile Ekspres Gazetesi İmtiyaz Sahipliğini birlikte sürdürdüğüm yıllar.. Daha önce birlikte çalıştığım ekibin 3 ünlü kalemşörü Turgay Develi, Tahir Özgür ve Ali Pekmezci, Adana'da televizyon alanında yepyeni bir adım atmışlardı..
Fatih Donma ve Nedim Soylu ile o dönemin en gözde ismi olan Savaş Çokduygulu'nun haklı olarak, gururla dile getirdikleri çok özel bir genç kız vardı Metro Televizyonu'nda..
Adı Meral Kara..
***
Savaş Çokduygulu, "Türkiye'de Metro TV olarak bir ilki gerçekleştirdik.. 16 yaşında bir Adanalı genç kızımızı, haber spikeri olarak ekrana çıkardık" diye yere göğe sığdıramıyor, "Kara Meral'imiz!" diye O'nu gururla anlatıyordu..
***
İlk sohbetimiz, kendisine moral veren bir ortamda gerçekleşmiş, "Adana Radyosu'nda ajans okuyan en genç spikerdim. Ben o zaman 16 yaşındaydım.. Sen televizyonda haberleri sunan en genç spiker oldun. Bu büyük başarı senin yarınlarına ışık tutsun." demiştim..
Metro TV'nin aydınlık yüzü olarak daha 16 yaşında, "basın dünyasında gelecek vaad eden bir televizyon habercisi" olmayı başarmıştı Kara Meral..
***
Meral, 1990'lı yılların sonuna doğru sadece televizyon spikeri olarak değil, habercilikte her aşamada kendini kabul ettiren bir gazeteci olmayı başarmıştı.. Metro TV sonrasında Kanal A'ya geçeceği düşünülürken, o sürpriz bir kararla Tatlıses TV'yi seçti.. Sonraki durağı da televizyon haberciliğinde zirve yaptığı Çukurova TV oldu..
Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı programlanan Belediye Evleri ile ilgili yayınlar Adana'da en çok izlenen programlar olurken, meslektaşı Oğuzhan Delen ile 2004'te yaşamını birleştiren Meral Kara Delen meslekte edindiği birikimleri Adana Life dergisinde yayıncılıkla daha da geliştirdi..
***
Televizyon gazeteciliği yayıncılık ve halkla ilişkiler dalındaki yeteneği, o dönemde Acıbadem Hastaneleri Direktörlüğü görevinde bulunan Prof. Dr. Mustafa Kibar'ın dikkatini çekmişti..
Mesleğini daha etkin bir sektörde, daha etkili bir pozisyonda devam ettirme hedefinde olan Meral Kara Delen, Acıbadem Hastanesi Basın ve Halkla İlişkiler sorumlusu olarak yepyeni bir misyonu üstleniyordu..
Prof. Dr. Mustafa Kibar'ın Çukurova Üniversitesi rektörü olarak atanması sonrası Meral Kara Delen'in Ç. Ü. Basın Bürosu Yöneticisi olarak hizmet edeceği yıllar başladı.
***
Çukurova Üniversitesi Rektörleri Prof. Dr. Mustafa Kibar, Prof. Dr. Meryem Tuncel ile uyumlu ve başarılı bir hizmet süresi geçiren Meral Kara Delen, Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş'in Rektör olarak atanması sonrasında, yepyeni ve pozisyon olarak daha güçlü bir göreve atanarak, 16 Eylül 2024 tarihinde Çukurova Üniversitesi Rektörlük Özel Kalem Müdürü görevine getirildi..
Basın ve İletişim sektöründe oldukça başarılı yıllar geçiren Meral Kara Delen, onca yoğun iş temposunu sürdürürken, hem iyi bir eş olmayı, hem de, iki kız çocuğunu yetiştirmeyi başarmış, iyi bir anne olmanın da hazzını yaşamıştı..

***
2005 yılı Şubat ayı, Delen ailesi için yaşamları boyu unutulmayacak olayların başlangıcıydı sanki..
Çukurova Üniversitesi Rektörlük Özel Kalem Müdürü Meral Kara Delen, sosyal medya hesabından bir ilginç şiir paylaşıyordu..
Sanki bu şiir bir buluşmanın habercisi gibiydi..
Hiç, yorum yapmadan 6 Şubat 2025 tarihli paylaşımı bu kez çok daha dikkatli okumanızı öneriyorum:
***
Kalbindeki endişeleri yavaşlat.
Senin hikâyen,
seni yaratan
tarafından yazıldı.
Senin en derin düşüncelerinin
ve endişelerinin farkında.
Kabinden geçen ve
söyleyemediğin
her şeyi biliyor.
Bil ki seni böyle yüklü
bırakmayacak.
Kim Allah'a yöneldi de
dünyası
çiçek açmadı?
***
Başka söze gerek var mı ki?
Meral Kara Delen'i neden ve nasıl kaybettiğimizi birçok meslektaşım dile getirdi..
Kabasakal Mezarlığında ki veda törenine değerli dost Büyükşehir Belediyesi eski Başkanlarından Zihni Aldırmaz ile birlikte katıldık..
Kendimce, kendi çapımda ona dostluk, ağabeylik görevini yerine getirmeye çalıştım..
Ben, Meral Kara Delen için "öldü!" diyemedim, bağışlayın..
Ailesi ve sevenleri için o ölmedi, Kara Meral hep gönüllerimizde yaşayacak..
Mekanın cennet olsun can kardeşim..
ŞAHİN ESENDEMİR
GAZETECİ
NOT:
Meral’i Kabasakal mezarlığında toprağa verdik.
6 Şubat, 20 şubat, 16 Şubat benim için çok önemli tarihi bir gündü.
Meral’imizi’de 16 Şubat 2025 yılında seher vakti kaybetmiştik.
Çok üzgündüm. Toprağa verilirken tabutuna dokundum, 20 saniyede olsa taşıdım ve üzerine üç kürek toprak attım.
Gerçek evine dönmüştü.
Geride bıraktığı ise, sadece sevgi halesiydi. Ve herkes bile isteyerek ona koştu. Bu miras çocuklarına ve ailesine yeterde artardı bile.
Adana hep şunu dillendirdi.
“Ne çok seveni varmış, dost biriktirmiş” diye. Üç günlük dünyada düşmanlığın yersiz olduğunu son durağına giderken hepimize bunu öğretti. Mekanın ali cennet olsun, yüreği, kendi güzel insan. Seni hiç unutmayacağım. Çocukların, eşin, kedilerin ve hayvanların seni çok özleyecek!
Arkadaşın
Fatoş Tekbaş
|