301 Moved Permanently

Moved Permanently

The document has moved here.

Haber Detayı
29 Ocak 2024 - Pazartesi 21:10 Bu haber 179 kez okundu
 
SON AKŞAM YEMEĞİ: İYİ DE KÖTÜ DE BİZİM İÇİMİZDE
SON AKŞAM YEMEĞİ: İYİ DE KÖTÜ DE BİZİM İÇİMİZDE
KÜLTÜR SANAT Haberi


Leonardo da Vinci “Son Akşam Yemeği” isimli tablosunu yapacaktır, ancak bir noktada öyle bir tıkanır ki bir türlü ilerleyemez.

Tablonun çoğu kısmı tamamdır tamam olmasına da ne yapsa ne etse son fırça darbesini vurmamaktadır…

“Son akşam Yemeği” temsilinde iyiliği Hz. İsa,

Kötülüğü ise aslında havarisi ve yoldaşı olmasına rağmen, ona ihanet eden Yahuda‘nın bedeninde tasvir etmesi gerekiyordu.

Lakin olmuyordu işte…

Tabloyu tamamlayabilmek için bu iki kişiyi temsil edecek modellere ihtiyacı vardı, nitekim bir türlü ideal yüzleri bulamıyordu.

Bu nedenle Leonardo da Vinci işi gücü bırakmış,

Zamanının çoğunu sokak sokak dolanarak model olarak kullanabileceği birilerini aramakla geçiriyordu.

Günlerden bir gün….


Leonardo da Vinci 'nin Model Arayışı
Leonardo da Vinci birgün kilise korosundaki bir kişinin Hz. İsa’nın tasvirine çok benzediğini fark eder.

Derhal bu genç adamı atölyesine davet eder ve hemen birçok eskiz hazırlar.

Nihayetinde olmuştu; zor olan kısmı halletmiş ve tabloda Hz. İsa’yı resmetmişti.

“Son Akşam Yemeği” tablosu için artık neredeyse sona yaklaşmıştı…

Son Akşam Yemeği Tablosu İçin Kilise Acele Eder

“Son Akşam Yemeği” tablosunda Hz. İsa’yı resmetmesine ve bunun üzerinden geçen üç yıla rağmen,

Leonardo da Vinci henüz Yahuda için kullanabileceği bir model bulamamıştır.

Yine tıkanır, yine ilerleyemez…

Bu esnada kilisenin kardinali bir an önce tablonun tamamlanması için büyük ressamı sıkıştırmaktadır.

Yine sokaklarda kendisine Yahuda için modellik yapacak birisini aradığı birgün,

Saçı saklına karışmış, bakımsız, sefil ve resmen vaktinden önce yaşlanmış genç bir adam ile karşılaşır.

Yardımcılarından derhal bu adamı atölyesine götürmelerini ister.

Bir an önce “Son Akşam Yemeği” tablosunu tamamlayabilmek için, paçavralar içindeki bu ayyaş adamın yüzündeki inançsızlığı, günahı ve bencilliği tuvalinin üzerine aktarmak istiyordu.


Leonardo da Vinci tabloyu bitirdiğinde,

Bu berduş adam da sarhoşluğun etkisinden ancak kurtulmuş,

Ve,

Ayılmaya başlamıştır.

Tam o anda karşısında bu harika duvar resmini görür.

Şaşkınlık ve hüzün dolu bir sesle “Ben bu resmi daha önce gördüm” der.

Leonardo bu duruma çok şaşırır,

Ve,

İlk sözü “Ne zaman gördün?” olur.

“Üç yıl önce” der adam,

“Henüz elimde avucumda olan her şeyi kaybetmeden önce gördüm.

O sıralarda bir kilise korosunda şarkı söylüyordum.

Birgün bir ressam beni Hz. İsa’nın yüzünü çizmek için modellik yapmaya davet etmişti…”


İşte aslında “İyi” ve “Kötü” ‘nün yüzü aynıdır!!!

Her şey insanın yoluna ne zaman çıktıklarına,

Ve,

Kişinin hangisini tercih ettiğine bağlıdır!!!

Tıpkı Kızılderili hikayesinde olduğu gibi…

Bir Kızılderili Hikayesi

Çok sevdiğim bir Kızılderili hikayesi vardır…

Lütfen masallara, hikayelere, mitolojik anlatımlara kulak verin;

Bir adım geriye atarak,

Sadece sözlü anlatım ile nakledilenler yerine,

Her birinin içerisine gizlenmiş kadim öğretiyi, dersi ve mesajı çözmeye çalışın…

Emin olun bunların hiçbirisinin eğlenceli zaman geçirmek için ortaya atılan kuru lakırdılar olmadığını keşfedeceksiniz.

Nasrettin Hoca – Keloğlan masallarından, yaratılış destanlarına, Pagan efsanelerinden, kutsal kitap öğretilerine kadar tüm metinlerde anlatılan
hikayelerin alt satırlarına gizlenmiş ahlaki öneriler mevcuttur.


Derler ki yaşlı bir Kızılderili reisi torunuyla birlikte çadırının önünde otururken,

Az ileride iki kurt kavgaya tutuşur.

Kurtlardan biri kar gibi bembeyaz iken,

Diğeri ise gecenin karanlığı kadar siyahtır…

Gerçi çocuk kendini bildi bu iki kurt her daim hırlaşıp, boğuşup dururlarmış.

Lakin her şeye rağmen Kızılderili reisi bu iki kurdu hep yakınında tutar,

Onların daima gözünün önünde olmalarını istermiş.


Çocuk ise dedesinin neden iki ayrı kurt beslediğini sorgular,

Ve,

Neden birinin siyah iken diğerinin bembeyaz olduğunu merak edermiş.

Birgün fırsatını yakalar,

Ve,

Dedesine kafasındaki tüm soruları sorar…

Aslında Tıpkı Son Akşam Yemeği Gibi...
Yaşlı Kızılderili reisi, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazlayarak “Onlar benim için iki simgedir evlat” der,

Ve ekler:

“İyilik ile kötülüğün simgesidir onlar…

Aynen şu gördüğün kurtlar gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur.

Onları seyrettikçe de ben hep bunu hatırlarım ve derin düşüncelere dalar giderim.

Onun için hep yakınımda tutarım onları”


Öyle ya, o halde ortada bir mücadele varsa bu mücadelenin bir kazananı da olmalıdır!!!

Bunun üzerine küçük çocuk hemen aklına gelen ilk soruyu yöneltir:

“Peki, sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?”

Bilge reis, yine derin bir gülümsemeyle torununa bakar,

Ve,

“Ben hangisini daha iyi beslersem o kazanır evlat” der.

İşte bizler de hangi yanımızı beslersek, o taraf kazanır!!!

Çünkü,

Bizler ne düşünüyorsak o’yuz.

Çünkü,

Hepimiz kendi düşüncelerimizle ortaya çıkıyoruz,

Ve,

Kendi düşüncelerimizle yarattığımız bir dünyanın içinde yaşıyoruz…

Lütfen unutmayın,

Cehennemde odun yoktur,

Herkes kendi odununu kendisi taşır!!!

Kaynak: Editör:
 
Etiketler: SON, AKŞAM, YEMEĞİ:, İYİ, DE, KÖTÜ, DE, BİZİM, İÇİMİZDE,
Yorumlar
Bizim Gazete
Ulusal Gazeteler
Yazarlar
Alıntı Yazarlar
Anketler
Yeni haber sitemizi nasıl buldunuz ?
Adana

Güncelleme: 06.07.2022
İmsak
Sabah
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
Arşiv Arama
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı