Her bitiş, her hikaye beni bir kez daha bitiriyor.
Size Eylül’ü daha önce bir kaç kez yazmıştım.
Size Karaboncuğumu da yazmıştım.
Kocakafa’yı da...
Mart ayında üç hayvanımızı birden kaybettim.
Şubat’ın sonlarına doğru en son gördüm.
Boncuk'u 2020 Nisan da küçücük el kadar kapkara bir erkek kediye de parkta bakıyordum. Dışarı çıkmak yasaktı, ama o hep yolumu gözlerdi.
Tam dört yıl baktım. Eylül’e yemek getirdiğimde, korkusuzca onun kulübesine kadar giderdi. Eylül ona bir şey yapmazdı.
Eylül’ü Ağustos’un ortalarında görmüştüm, karnı şişti, sonra hamile olduğunu anlamıştım. Yumoş-Minik Tekbaş’ın internette ki köşesinde okuyabilirsiniz.
Karaboncuk benim bütün yemeklerimi yerdi.
Tam iki aydır neredeyse göremiyorum, çok emek verdim ben ona. Parkta peşim sıra gelirdi.
Hastalandı. Ebru isminde bir eğitmen sağ olsun veterinere götürdü, ama ücretini ben ödedim.
Sağlığına kavuşmuştu.
Semanta hayatıma 13 Aralık ta girdi, onları biraz ihmal ettim.
Karaboncuğu en son Şubat’ın ortalarında gördüm, daha o oldu. Her parka girişte, Karaboncuk diye sesleniyorum. Bir apartmanın birinci katındaki terasın duvarında görmüştüm. Umarım yaşıyordur.
***
Kurtuluş Mahallesi 64003 sokakta benim eski evin orada bir tekir kediye de bakıyorddum, çok vardı ama o kendini belli ediyordu. Diğerlerinden iriceydi. Her sabah Ares’i çişe çıkarırken bütün kedi ve köpekler gibi onunda yemeğini veriyordum. Akşamları da balkondan atardım.
Onun adı, Kocakafaydı.
6 Şubat 2023 depreminde o da etkilenmişti.
Sanıyorum bir yıkıntıda kalmış olabilirdi, yüzünde tikler oluşmuştu, bana pati atıyordu, çok çığlık atmlışlığım vardı benim.
Zar zor kendine geldi. Psikolojisi düzeldi. Ona muntazam hemen hergün yemeğini verirdim. Beyzapiliç sağ olsun.
Gelmediğinde mutlaka sokakları arar seslenirdim.
Sonra bir kavgada iyice ısırık almıştı. Yaralıydı. Yine yemek yiyemiyordu, ilaçlarını yedirdim, kendine geldi.
En son gördüğümde ağzında salgalar akıyordu, nasıl yaptım yakalayamadım, bana pati atıyordu. Ona dokunamazsam bile seviyordum.
Namazda çok dua ettim, Maalesef bir ayı geçti. En son 13 mart günü gördüm daha o oldu.
***
AH EYLÜL’ÜM
Eylül Atatürk Parkı’na Ağustos'un başı 2021 de geldi. Sonra 1 Eylülde doğum yaptı 11 enik doğurdu.
Enikleri heder oldu, hiçbiri yaşamadı. İnsanlar parkta rahat bırakmadı.
Eylül’de sonradan şöyle bir karakteri oluştu.
Küçük ırk köpeklere saldırıyordu. Çok tedaviye gitti geldi.
Sonra Esra isminde bir hanımefendi sahiplendi ve kapısının önünde bakmaya başladı.
Burada da rahat durmadı, yine çok köpek parçaladı.
Bir gün bende sokakta sakin giderken bir baktım Sementa Eylül’ün ağzının içinde çığlık atıyor, bizi yerlerde sürükledi, ama elinden almayı başardım.
Benden biraz korktuğu içinde bıraktı.
Semanta’nın o korkusunu atmak biraz zor oldu.
Yolumuzu değiştirerek her yeri kontrol ederek çişe çıkarıyordum.
Eylül'ü anlıyordum, madem küçük ırk köpekleri sevmlmyor, bizde yolumuzu değiştiriyorduk, yeterki rahatı bozulmasın.
Sonra başka birinin daha köpeğini parçalayınca, kadında avukat çıkınca, Eylül’ü iki gün evinde saklayan Esra hanım ağlaya ağlaya mecburen barınağa teslim etmek zoranda kaldı. Ona çitflikte yer bulunca, bir arkadaşını gönderip aldırdı.
Eylül'ün o halini duyunca çok ama çok üzüldüm, ağladım, ona çok emek vermiştim. kısacık ömürlerinde, bir ömrü böyle tamamlamamalıydı diye düşündüm. Barınağa kapatıldı. Dediğim gibi bir arkadaş onu alıp çiftliğe sahiplendirdi.
Menekşe Köy ile kurtuluş mahallesi arası yaklaşık 30 km. idi.
Eylül 30 km. yolu kat ederek tekrar yaşadığı yere geldi, bir deri bir kemik kalmıştı. Çare olmayınca yeniden barınağa teslim edildi.
Topu topu kaç yıl rahat yaşadı ki, ona bıçak mı saplamadılar, ona taş mı atmadılar, onu kemerle mi dövmediler...
Daha neler neler?
Yaraların Serap annesi sardı sarmaladı.
Bu dünya da ne insanlar, nede hayvanlar rahat etti.
Seni hiç unutmayacağım Eylül... Kalan ömrünü barınakta tamamlamana çok üzülüyorum. Ama elimi üzerinden çekmeyeceğim.
Allah'tan vicdanlı Barınak müdürü var...
|