Moved Permanently

Sosyal medya paylaşımları sokak canlarının şiddetinden geçilmiyor. Canım sıkılıyor ve çok üzülüyorum. Sonra hastalıklara kapı aralıyorum, tansiyonum çıkıyor. 
Hani 5199 Hayvan hakları yasası biraz iyileştirilmiş, canlar mal olmaktan çıkarılmıştı. 
Bu hayvanların ne suçu var, ne yapmış olabilirler. Onlar mı istedi bu dünyaya gelmeyi…
Gün geçmiyor ki, toplu zehirlenmeler, toplu katliamlar olmasın. Tıpkı insan gibi idam edilip ağaçlara asılmalar, şiddette sınır tanımıyorlar.
Bu insanlar tespit edilip mahkemede ceza almadan salıveriyorlar. 
Adalet hani hepimiz içindi. 
***
Demek ki Rabbimiz, bizim bilmediğimiz şeyi bildiği için onları yaratıp insanın himayesine verdi.
Dövüp işkence etmek için değil!
Yavru köpekleri sopayla dövmek nedir ya? 
Yavru bir köpeğe yaklaştığınız zaman, hemen ayaklarınıza kapanır ve göbüşlerini açar, kuyruklarını sallar. Henüz dünyayı algılamadıkları için, şirinliklerden vazgeçmezler.
20 Haziran 2022 paylaşımlarda Adana Bahçeşehir mahallesinde, yavru köpeklerin üzerinde sopa kırmak. Bu ne öfke, bu ne celal, kim bu caniler?
Emniyet yeklililerimiz isterse bulur. 
***
İşlenen cinayetlere, vahşetlere Ak Parti dur diyebilir.
Cumhurbaşkanının iki dudakları arasında. 20 yıldır iktidarda, bu yaşananlardan kendileri de sorumludur, seyirci kalmayabilirlerdi.
İktidarın yapacağı üç şey var…
1-Büyükşehirlerin hemen hepsinde kısırlaştırma merkezleri kurarak kısırlaştırma kampanyaları açmak…
2-Tüm barınaklara kamera takmak…
3-Gönüllülerle birlikte çalışmak.
Türkiye bu meselelerden 10 yılda kurtulur, sokaklarda bir tane sokak canı kalmaz…
Acılar ve vahşet son bulur. 
Ama kimse bu sorunun çözülmesini istemiyor.
Böyle dram sahneleri, vicdanı yaralayan sahneler kaçınılmaz oluyor. 
Sosyal medyada gruplaşarak bu hayvanlara karşı bileleniyorlar.  Aleni birbirlerini silahlanmaya davet ediyorlar.
Bilemiyorum, aklım almıyor, gerçekten bu canlar ne kötülük yapmış olabilir, biri anlatsa da bizde anlasak.

***
Türkiye’nin en büyük platformlarından biri olan Pawguard ve Pati Koruyucuları günlerdir sosyal medya hesaplarında, #26HaziranKadiköydeyiz diye canlı yayınlar yapıp duruyor. 
#SokakHayvanlarıSahipsizDeğil sloganı ile hareket ediyor. Yurdun dört bir yanında yaşanan şiddete seyirci kalmayacağız diyorlar. İyi niyetle herkese çağrı yapıyorlar!
Şimdiden size buradan söyleyeyim. 
Gitmeyecekler, istenilen kalabalık toplanmayacak, neden biliyor musunuz?
1-Kıskançlık...
2-O benden daha fazla hayvansever değil
3-İyi şeyler sadece onlara ait olmasın.
Bir defa hayvanlara en çok zarar veren Hayvanseverler…
Birde klavye kahramanları...

Sorun çözülürse gelirleri bitecek!
***
Asıl konuya döneyim.
Mesela o alanda Haytap ve Haykonfed olacak mıdır?
Başkanları ve diğer dernekler o alanlarda olup platforma çıkıp konuşacaklar mı? 
HAYIR...
Sen, ben, o kavgası olduğu için, o alanlara gitmeyecekler.
Ben eskiyim, ilk hareketi ben başlattım, bir diğeri hayır ben daha büyüğüm, diyecek…
Birlik ve beraberlik sağlanmayacak. 
Olan yine hayvanlara olacak.
Tabii bu da hayvan sevmeyenlerin ekmeklerine yağ sürmeleri anlamına gelecek.
26 Haziran günü gerçekten hayvan seven ve bu uğurda canını veren, mücadele eden, sağlığını kaybeden insanlar birbirleriyle kavgalı olabilirler.
O gün, o insanlar kavgalarını, küslüklerini, dargınlıklarını bir süreliğine askıya asıp,  o alanlara koşmalı, tek ses, tek yürek olmalılar.
Miting bittikten sonra, isteyen  dargınlığını ve dalaşmalarını sürdürebilir. 
Doğru olan bu...
 26 Haziran’da meydanlara koşmayanlar, şunu bilsinler ki, toplu katliamlara, şiddete, ortaklardır.  
Kusura bakmasınlar bu katliama, kanlı ellere ortaktırlar.
Not: İnşallah ben yanılırım. Özür dilemisini de bilirim. 

GÖKYÜZÜNDE SEDAMIZ KAYDI
Kurtuluş Mahallesi 64003 sokağımıza gelişini dün gibi hatırlıyorum. Atatürk Parkı’na annenle birlikte gelmiştin. Sonra oradaki canlarımız Karabaş ve Hürrem sizi istemedi. Annen Atatürk Caddesi, kuyumcular çarşısını mesken tutarken, sende bizim sokağa yöneldin. Gözlerin Seda Sayan’a benzediği için sana  Seda ismini verdik. Erkek köpeğimiz Cesur’a yakınlaştın ve dost oldun. Paçacının sokağına takıldın Hürrem ile Karabaş bizim sokağı bırakıp parka yerleşti.

Cessur’un yanına Pampiş takılınca sende bizim sokağa geldin. Hemen hergün yemeğini veriyordum. Çok güzeldin. İnsanların, gözlerinin içine bakardın. Zaten üç, dört sokaktan öteye gitmezdin. Cesur zehirlendi, Pampiş’i araç ezdi, Karabaş ve Hürrem barınakta öldü.
Annenin üzerinden kırmızı belediye otobüsü geçti.

Sokak canlarının ömrü fazla olmuyordu. Sedamız 11 yıl yaşadı. Bizim sokak’ta tam 10 yıl kaldı.
Bugün işten eve dönerken (24 Haziran 2022) erkek kardeşim Zeynel acı haberi verdi.
“Kuyruğu kısa olan, senin hergün beslediğin köpek bugün ölmüş” dedi. 
Bir yumruk gelip yüreğime oturdu. Bir hayvanseverde beni aramıştı. Seda'ya sabah ilacını içirmiş, kalp büyümesi vardı ve solunum yolu sancılıydı. Bugün Gülsüm Apartmanın önüne gitmiş, ağzından yemek parçaları dökülüyormuş, İş İnsanı arkadaşım Kemal Şu ve oğlu Balkan Şu onu alıp veteriner veteriner gezdirmişler. Midesi dönmüş, kalp krizi geçirdiğini bilememişler. Sonunda Adana Terapi’de can vermiş. Parasını da önceden almış tabii. Son 7 aydır o’na yemek vermiyordum. Çünkü bir hanımefendi ona özel bakıyordu. (Adını sonradan hatırladığım Serap Özbek sana çocuğu gibi bakıyordu.)  Ben o sokaktan ayrılsam bile Reis’e hergün bir şeyler vermeye çalışıyorum.
Hergün gördüğüm dünya güzeli Sedamız bugün hayata veda etmiş. Çok üzgünüm, seni asla unutmayacağım,  kapıdan her çıktığımda koşarak bana geliyordun, yemek isteyişini, senin için ne kavgalar ettiğimi sadece Rabbim biliyor Sedam. 
Kıtmir gibi mekanın cennet olsun. Tam 11 yaşında bize hoşça kal dedin. Güle güle kızım güle güle, Nazlı, Karabaş, Ateş, Cesur, Hürrem, Püsküllü, Kocaoğlan, Kocaayak, Çitlembik, Kısabacak, Kızım ve daha birçoklarınızı unutmadım, unutmayacağım. Onlara selam söyle olur mu?