Gerçek bir dost ayrıldı bu dünyadan.
Onun adı Bekir Coşkun’du.
Hayvanlarla tanışmam arkadaşım Necla Darbaş sayesinde oldu. O hiçbir hayvanı ayırt etmeden sever, onları korur kollar, karınlarını doyururdu. Bütün kazançlarını ona harcardı. Bende anlam veremezdim.
Yıl 1990’lı yıllar…
Sonra hayatıma 1999 yılında Yumoş’u soktu.
Yumoş’la birlikte çevreye ve canlılara farklı bakmaya onları anlamaya çalıştım. Meğer bizim familyamız dışında da canlılar varmış.
Vardı da, farkın içinde fark ettirmeyi sağladı.
Hürriyet gazetesinde Bekir Coşkun’un pazar yazılarını kaçırmaz oldum.
2006 yılında Bekir Coşkun günler öncesinden köşesinde sahipsiz sokak hayvanları için, herkesi Ankara’da Kuğulu Park’a davet etti.
Çağrısına destek vermek için bende Ankara’da oldum. Orada tanıştım.
Yumoş ve Minik’imin fotoğrafını uzattım. “İkinizi öpüyorum” diye imzaladı.
***
Dediğim gibi benim geç fark ettiğimi, ama çocukların başlangıcında farkına varabilmesi için, sahipsiz sokak hayvanlarını anlatan bir öykü yazdım.
Resimlerini arkadaşım Duygu Sönmez yaptı.
***
Bir gazeteci arkadaşım bu hikayeyi projeyi dönüştürüp gelirini sokak hayvanları vermemi istedi.
Bu düşüncemi Başkan Aytaç Durak’a açtım. Bu projeyi Türkiye genelinde, Adana’da pilot bölge olsun istiyordum.
Ama bir türlü Altın Koza A.Ş Genel Müdürü Ozan Aksu’yu ve yardımcısı Candan Yaygın’ı geçemedim.
Her zaman bir engel çıkardılar. Üniversitenin onayı olmadan kitabı basamayacaklarının altını çiziyorlardı. Çukurova Üniversitesi Edebiyat Fakültesi profesörlerinden editörlüğünü yaptı.
Bekir Coşkun’a da mail attım düşüncemi paylaştım. “Tabi ki mümkün...
bana geldiğiniz tarihi bildirin size adres ve saat bildireyim...
çok sevinirim...” BC diye.
Ayrıca Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak’la bu konu üzerinde mailleştik, ardından gazeteye giderek bizzat tanışarak fikirlerimi söylemiştim.
Tiyatro ve sinema sanatçısı arkadaşım Gülsen Tuncer kitabın iç kapağına emeği geçenlerin adını yazarak katkılarından dolayı teşekkür et, dedi.
Yani başta Zihni Aldırmaz, Ömer Çelik, Bekir Coşkun, Erdal Şafak, Gülsen Tuncer, Nesrin Çıtırık.
Arkadaşım ayrıca beni ayrıca Bekir Coşkun’un eşi Andre Coşkun’la tanıştırdı. Tabii daha sonra Andre Coşkun’la telefonda çok konuştuk.
Hayvanların dilinden anlayan Hayvan Psikoloğu Profesör Tamer Dodurka ile tanıştırdı.
Hikayeyi bir de o okudu.
Hepsinden geçer not almıştım.
O tarihe kadar Dodurka’nın kitapları yoktu.
İlk hikayeyi (2010) bende okudu. Tamer hocaya ilham kaynağı oldum.
Ben hayvanları sokaklarda ve evimde gözlemleyerek tanıdım, o bilimsel olarak tanıdı, kitabını yazdı. Ayrıca hayvanlar üzerine birde araştırma yazım var. İlgili birimlerin hepsine ilettim.
***
Kitabın basımını Başkan Zihni Aldırmaz sağladı.
Sadece yerel gazetelerimiz kitabın çıktığını uzun, uzun haberler yaptılar. Yerel tv’lere çıkıp tanıtımını yaptım.
Ne Bekir Coşkun’dan, ne Ömer Çelik’ten, ne de Erdal Şafak'tan bir destek görmedim.
Sanıyorum Ömer Çelik, Bekir Coşkun ismini, Bekir Coşkun Ömer Çelik ve Erdal Şafak ismini görünce yardım etmekten vazgeçti.
Hak etmeyen teşekkürler hikayeyin iç kapağında kaldı. İkinci baskıda tabiki çıkaracağım.
***
Ben kaslarım yırtılıncaya kadar o kitapları sattım, üzerine ekleyerek Türkiye’de ilk hayvan ambülansı fikrini hayata geçirdim.
Büyükşehir’e bağışlamak istedim almadılar. Adana hayvan derneğine vermek istedim, masrafı olduğu düşüncesi ile almadılar.
Geri sattım.
Hayatımın 20 yılı sokak hayvanlarını beslemekle geçti, bundan hiç gocunmuyorum. Yeri geldi tedavisini yaptırdım, yeri geldi onlarla birlikte ağladım.
Türkiye’nin üstat dediği, bayraktarlığını yaptığı Bekir Coşkun bile bu hayvanların derdine derman olamadı. Ömrünün son yıllarında Adalar’da ki atları yazdı. Hayvanseverler üzerine çullandı. Onu alıp alaşağı ettiler. Bir mücadele ömrünü, görmezden gelip linç ettiler.
Bir dost Bekir Coşkun’u kaybettik.
Rabbim ahiret hayatında iyilerle bir tutsun. Mekanı cennet olsun. Bayrak bizlere geçse bile, onun verdiği mücadele kadar, samimi olsak, birlik olsak, belki bu sorun çözülür. Herkes yorgan kavgasına tutuşmuş gibi, oysa kaydeden takım hayvanların bizatisi kendisi oluyor.
Editörden not; Şimdi sorarım, Adalarda ki atlara, sahi ne oldu? merak eden var mı? resimler/yumosmliniktekbaskeseyazilariyla_3220f9a54e2d036516e1.jpg
|