Moved Permanently

10 Kasım günü öğle vakti, yan komşumuzun oğlu Suriyeli Muhammed, kardeşi Ahmet ve  diğer komşunun oğlu  Mustafa ellerinde küçük ırk siyah bir köpekle sokakta oynuyorlardı. Hemen dikkatimi çekti. Nereden aldıklarını sordum.  Sosyal medyada paylaştığım metni aynen giriyorum.
***
10 Kasım 2024 Facebook 
paylaşımım

SOKAĞA MI ATILDI, 
YOKSA KAYIP MI?

Bugün günüm çok yoğundu. Saat 2 sıralarında Suriyeli komşu çocuğu, bu canı İstiklal Metro istasyonun orada bulmuş. Deli gibi koşturuyormuş. Arabaların altında kalmaması için, bir süre kimin diye bakıştırmış, sonra alıp bana getirmiş. Allah'tan şu an ev sahibim yok. Bahçemde 15 kedi var. Ayrıca Sementa ve Ares isimli iki köpeğim daha var. İşe gidecektim gidemedim. Lütfen paylaşın belki sahibi görür, gelir alır veya sahiplenmek isteyen olursa erkek cinsi Rat Terrier... Oyuncu, sessiz anca 6 kilo gelir. Küçük ırk. Acil. Aksi sokaklara döner, çünkü benim bakma şansım hiç yok. 0 535....... Adana içi sahiplendirme yapılacak…
Diye paylaştım.
 
Bana vermek istediler almadım. Zaten yeterince yüküm ağırdı. Evde Sementa ve benim oğlum Ares vardı. Evin içinde üç kedi, bahçede sayıları 10 ila 15 arasında değişen kediler. 
Dayanamadım aldım. Çünkü sokakta kalması durumunda büyük köpekler sabahın beşinde sokaklarda gurup halinde dolaştıkları için zarar verebilirlerdi. 
Onu bahçeye aldım, Sementa’nın tasmasını taktım.
Arayanlar oldu. Sahiplenecek kişi bana güven vermeliydi. Akşamüzerileri çiş için Atatürk Parkı'na çıkarıyordum. Bahçe biraz büyük olduğu için tasmanın ipini çıkardım, aman Allah’ım bahçenin duvarından bir atladı, ben arkasından, o önden sokaklarda izini kaybettirdi.
Çok üzüldüm, çocuklar akşam geldi gezdirmek için, kaçtığını söyledim. Ertesi günü baktım tekrar gelmiş, ikinci defa kaçtı. Tekrar geldi.

Artık tasmasının ipini açmıyordum, her tarafımızdan yol geçtiği için trafik çok sıkı akıyordu.
Tam 15 gün baktım.
Adını Zagor koyduğum bu canı alıp veterinere götürdüm.
23 Kasım 2024 işim çok yoğundu, Veteriner üzerinde çipi olduğunu, Rıfat Özkan Konya yazdığını söyledi. Veteriner aradı ama telefonu açan olmadı. Sonra numarayı bana verdi. 
O gün çocuklar bu canı gezdirirken Döşeme Mahallesinde bir kadın ellerinden almış, çocukların da üzerine yürümüş.
Hayvanın boynundan tutuğu gibi kaldırıp evin içine atmış, çocuklara da gözdağı vermiş.  
Bende verilen numarayı aradım.
Kendimi tanıtıp köpeğin sahibini aradım. “Rıfat bey gelin bu köpeğinizi alın, kadın iyi bakmıyor, bunun bir cezasının da olduğunu unutmayın, yüksek ceza ödersiniz” dedim.
Rıfat Özkan; “Bir yıl önce çalındı bizden. Kaybolduğunu da bildirmedik, uygun olan birine sahiplendirin. Benim Adana’ya bu karda kışta gelme durumum yok” dedi.
***
Kadının evine çocuklarla birlikte gittim, kapıyı çaldım, esmer kısa boylu bir kadın çıktı kapıya, köpeği veremeyeceğini kendisinin olduğunu söyledi.
Bende sahibinin Konya’da olduğunu ve çipinin üzerinde olduğunu söyledim. Bayramlık ağzını açtı, olmadık hakaretler ve küfürler etti.
Polisi aramak zorunda kaldım. Polis geldiğinde de durum değişmedi. Polisin hayvan hakları konusunda bilgisi yoktu, bana karşı hiç nazik değildi. 
Polis köpeğin sahibiyle konuştu, tatmin olmadı veterinere gittik.
Çipinin olduğunu gördü.
Zagor’un sahibi Rıfat Özkan Bey; “Birine sahiplendir bacım” dedi.
Mecburen kadına takip koşuyla verdim.
İyi bakacağından emin değildim, kadın resmen şerdi. 
Bir hafta içerisinde Tarım İl Müdürlüğüne gidip üzerine almadı. Soruşturarak benim evime kadar gelip, tasmayı sordu. Oysa benim tasmam hayvanın boynundaydı ve kayıptı. Biraz sohbet ettik, neden bağırarak konuştuğunu sorduğumda; "Yumuşak konuşursam, insanlar üzerime gelir." dedi.

Biraz zamana ihtiyacım vardı, köpeğe bir giysi ve tasma ayarlayacağımı söyledim. 
Birkaç gün sonra Konya’dan Rıfat Özkan beni aradı ve Adana’ya gelip köpeğini alacağını söyledi. 
“Cumartesi gelin ben uygun olurum, lütfen yemek yemeyin. Gelirken de bana lütfen kırlangıç otu bulur musunuz” dedim. 2 gün içinde saksıda bana kırlangıç otunu bulup fotoğrafını attı. 
Kadının ne şirret olduğunu bildiğimden gidemedim.
***
Cumartesi Rıfat Özkan ve iki oğlu Hüseyin ve Ahmet Özkan’la birlikte geldi. Eli kolu dolu geldiler. Sıcak kanlı insanlar. Sanki yüz yıldır tanıyormuşçasına öyle sıcak bir karşılaşma oldu bizde. Bana Kırlangıç otunu saksıda getirdiler. Öğle yemeklerini bende yediler. Sonra vakit kaybetmeden Zagor’un olduğu eve doğru gittik. 
Suriyeli çocuk Muhammed evi bildiği için yanımızdaydı. Kapıya gittik, kadın çıktı bağırdı çağırdı, “Köpek yok” dedi. “Vermem” dedi. Yine bana saydı sayıştırdı.
Yeniden Polisi aradık.
Rıfat bey ve oğulları bir an önce canı alıp yola koyulmak istiyordu. Yol karlı ve uzundu. Kadın vermemekte direniyordu. Poliste bir şey yapamadı. Sonuçta tekrar köpeğin Rıfat Özkan’a ait olup olmadığını öğrenmek için veterinerin yolu tutuldu. 
Pasaportu cebinden çıkarıp eşleştirme yapıldı. Kadın yine de inanmak istemiyordu. Bu defa HAYDİ ekibi çağrıldı. Kadın sürekli üzerime yürüyor. Para istiyor. Masraf yaptığını söylüyor.
Neyse kazasız belasız kadına para verilerek adını Zagor koyduğum canı kadından geri aldılar.
Rıfat Özkan Anadolu insanı, tebessüm eden bir yüz. Konya’da bir köyde yaşıyor. Daha önce inşaat işlerinde çalışıyormuş, şimdi köye yerleşmişler. 4 erkek 1 kız çocuk babası, birde torunu var. Hemen hemen hepsini evlendirmiş.
Saat 4 gibi Adana’dan uğurladık
Bir hafta sonra da bana Zagor’un fotoğrafını attı. Adını Küçük Paşa koymuşlar. Umarım iyi bakıyorlardır. Konya çok soğuk bir yer. 

En azından Zagor, yani Küçük Paşa sayesinde iyi insanlarla tanıştık. Yani Konya'da bir aile dostumuzun olması iyi oldu. Özkan Ailesininde Adana'da aile dostu oldu. 
Dip not;  Çağırdığımız asayiş polisleri hayvanlara Tarım ve Orman Su işlerinin verdiği pasaportu bilmiyorlar. Bu pasaportu sadece devletin bir birimi olan Tarım ve Orman Su İşleri veriyor. İlk gelen ekipte bilmiyordu, bilgilendirdiğim zamanda bana, bize işimizi mi öğretiyorsun dediler. Neyse ki HAYDİ ekibi geldi ve olay daha fazla uzatmadan anlaştılar. Keşke görev yapan tüm polislerimiz bu konuda bilgilendirilse, işler daha kolay ilerler.