Aralık ve Ocak ayı sokak canlarımız için felaket ve utanç oldu.
Gaziantep'te bir sitenin basketbol sahasında oyun oynayan 4 yaşındaki Asiye Ateş isimli kız çocuğuna 2 Pitbull cinsi köpek saldırmıştı.
Hepimiz çok üzüldük!
Jet hızıyla Cumhurbaşkanını yaptığı açıklamada; "Sahipsiz hayvanların yeri sokaklar değil barınaklardır. Belediye başkanlarına sesleniyorum, sahipsiz hayvanlar için önlem alın, sıcak, güvenli barınaklar kurun" dedi.
Eee emir demiri keser. İsteyen istediği yerden aldı ve kıyım başladı. Faturası masum sokak canlarına kesildi.
***
Herkes her yere sığıyor, bir tek onlar sığamadı şu koca dünyaya.
Şamanizm dininde, yani Taş Devrinde, ilk insanlarla dostluk kuran, yatağını ısıtan, bekçiliğini yapan, yoldaş olan ilk canlılar köpeklerdi.
20. yy yılda bu can dostlarımız tu-kaka ilan edildi.
***
20 yıldır iktidarda olan AKP hükümeti bugüne kadar kısırlaştırma yaptırsaydı, dört yaşındaki kız çocuğu saldırıya uğramayacaktı.
Belediyeleri denetleyebilselerdi, hayvan gönüllülerin gönlünde yaralar açmayacaklardı.
20 yıl önce kısırlaştırma işine sarılmış olsalardı, bugün sokaklarda köpekler olmayacaktı.
Çünkü bir köpeğin ömrü sokakta en fazla 5 yıl, evde bakıldığı zaman 10 ila 15 yıl.
***
Onların bir can olduğu unutuldu. Vicdanlar askıya, merhamet ve şefkat rafa kaldırıldı. Adalet duygusunun yerini, intikam, öfke ve vicdansızlık aldı.
***
20 yılda hayvanlar konusunda kılını kıpırdatmayan iktidar, Gaziantep’te sahipli bir hayvanın çocuğu ısırmasıyla harekete geçerek, sokaklarda bu köpekleri istemiyoruz toplatılsın dedi. Hemen bir genelge yayımlayarak iki haftada bütün hayvanların çiplenmesini istedi. Aksi ciddi para cezaları yoldaydı. Veterinerler için fırsat çıktı, kısırlaştırma işini abartarak fahiş fiyatlar isteyince, yasaklı ırklar sokaklara salındı. Barınaklar zaten bir ölüm kampıydı.
***
Sokaklardan, evlerden toplanan yasaklı, yasaksız ırklar F tipi hücre gibi yerlere kapatıldılar. F tipi hücreler öyle iki üç metre bir alan değil, taş çatlasın 90 sana, 90 kulübeler ve üstelik zincirle bağlı…
Yemek konusu ise bakıcının insafına bırakılmış!
***
Köpeğini belediyelere teslim etmeyenler, sokaklara ve ormanlara attı. Şimdi soğuk ve kar teslim almış her yeri. Köpekler açlığa mücadelede 17 saat, kediler ise 6 saat dayanabiliyor. Aç ve susuzlar. Acı çekerek ölümler kaçınılmaz oluyor. Sosyal medya bu tip fotoğraf paylaşımlarıyla dolu.
Yöneticiler, sağırları ve körleri oynuyor.
Hepsi nefret yüklü, intikam duygusuyla hareket ediyorlar.
Söz konusu köpekler olunca, maalesef hepsi elbirliği etmişçesine, bu konuda birleşerek, onların yok olmasına çanak tutuyorlar. Birde dişi köpek hamile ise, sen seyret o zaman manzarayı, yüreğin yetiyorsa, bir bak, annenin çaresizliği ve yavruların inlemelerini…
Vicdanın onay veriyorsa diyeceğim yok, zaten idarecinin, yöneticinin ve emir erlerinin yüreği taşlaşmış.
***
Hayvan dernekleri gösteriler yaptı, kimse takmadı, takmıyor.
Çünkü sessiz kalan çoğunluk var, susuyor, alanlara aksalar, seslerini çıkarsalar güçle rini gösterseler, belki canlarımızın kaderleri değişir ve her şey çok güzel olurdu. Güçlerini klavye kullanarak gösteriyorlar, o da yetmiyor. Susanlar da bu cinayete ortak oldular!
***
Hazreti Ömer; “Dicle’nin kenarında bir kurt koyunu kaparsa, korkarım ki İlahi adalet onu benden sorar” diyen adalet abidesi Hazreti Ömer adaletini nereden bulacağız.
Kutsallık için örnek mi arıyorsunuz, ağzı olup dili olmayan bu canlar, bütün canlardan önce 7 uyurlar Eshab-ı Kehf’in köpeğinin ismi Kıtmir, cennetle müjdelenmişti.
***
Türkiye beyaz kara teslim, Türkiye’den acı haberler gelmeye devam ediyor.
Şehirlerden, sokaklardan toplanan köpekler, dağ başlarına orman içlerine atıldı, kimisi de belediyeler eliyle diri diri toplu mezarlara gömüldü.
22 Aralık ve 14 Ocak kara bir gündür.
Çip takma süresini uzatmadılar, yasaklı ırklar sokağa salındı, ormanlara atıldı, beledi yeler topladığı kadarıyla hücrelere kapattı.
***
1910 yılında sokak köpeklerini Hayırsızada’ya sürerek ölümüne neden olan Belediye Başkanı Suphi Bey, merak ediyorum nasıl ölmüştür, bu acı yedi sülalesinden çıkmış mıdır?
***
Ülkemin manzarasına bakarsak, Elazığ barınağında 4 ayda 1062 hayvanın açlıktan birbirini yemesini…
İskenderun Belediyesi’nin sokak hayvanlarını toplarken, kancayı başına geçiriyor, yerlere sürterek, sağa sola çarparak hayvanı araca atıyor.
Sakarya hayvan barınağında bir sokak canımıza şiddetli tecavüz edilmiş ve bu yüzden ölmüş, otopsi raporunda yazıyor.
Ardahan Belediyesi, yerde bir metre kar var ve topladığı hayvanları dağ başına rahatlıkla atabiliyor. Cesareti Cumhurbaşkanından almış!
Hani yasa çıkmıştı?
***
Her yer buz, her yer kar altında Kars, Erzurum, Muş, Van, Sivas ve diğer şehirlerimiz eksilerin de altında. Orada sokak canlarımızın yaşama şansı neredeyse sıfır. Açlıktan ve soğuklardan donarak ölüyorlar. Fotoğrafları bir bir sosyal medyaya düşüyor.
***
Yaban hayatı beslenmediği içinde bu defa ayılar şehirlere iniyor, kümeslere ve ahırlara saldırıyor, aç bırakıldıkları için her şeyi yapıyor, bu onların en temel hakkı.
ÖLÜYORLAR
Sokak canlarımız artık yavaş yavaş ölüyor, üşüyerek acı çekerek ölüyor. Gönüllüler nereye yetişsin…
Yetişebildiği kadarıyla, yetişemedikleri de acı içinde kıvranarak sonsuzluğa bakarak, donarak, gözlerini yumuyor ve sabaha uyanmıyorlar.
Elbet bir gün devran dönecek! Sandıklar önümüze gelecek! Ahiret hayatında hesaba çekildiklerinde; “Ne olur Allah’ım beni de toprak yaratsaydın” diyecekler.
Mahkeme-i Kübra’da hesaba çekilirken, hayvanlarda orada olacak, bazıları belki de şunu diyecek, “Allah’ım bizi de köpek olarak yaratsaydın da, senin karşında olmasaydık” diyecekler ama ne fayda…
Rabbim sana iman ettik, bizi yeniden dirilteceksin, zalimleri de diriltirken, köpek olarak dirilt ki, hayvanların nasıl eziyet çektiklerini bilsinler.
O intikam günü çok acı olacak!
Bundan kaçış yok!!!
|