Hayırsız adayı bilmeyenler google girsin, öğrensin.
Binlerce canı adaya yollayanlar, açlıktan kırdıranların acaba hayat öyküsü nasıl bitmiştir?
Veya dünya sürgününü nasıl tamamlamıştır?
Küresel ısınma biz insanoğlu için az bile.
Allah dünyayı yaratmış, içine bitkileri ve hayvanları koymuş, sonra da biz insanoğlunu oraya göndermiş. İki kere ikinin dört ettiği gibi.
***
12 yıldır sokak canlarını yazıyorum. Çünkü sokak canı dememin nedeni sokakta yaşayan canlar... Onlar 15 bin yıl önce evcilleştirilmiş, sonra da toplayıp ya imha ediyorsun veya dağa taşa atıyorsun.
Onlar nasıl yaşar, ne yer ne içer, diye sormuyorsun?
Bu bizim sorunumuz, temel ihtiyacımız ekmek, oksijen ve su gibi.
Ne olacak?
Şiddet giderek dozunu artırıyor. Bizi yönetenler bilmiyor mu? Bir geri zekalı çıkıp bütün sorunları bu canlar yaratmış gibi hırsını onlardan alıyor.
Madem kanunlar var, onunla idare ediliyoruz. O halde 5199 sayılı hayvan hakları yasası neden işleme konmuyor?
Adam çıkıyor twit atıyor. “Ben şuraya buraya zehir koydum, oh mis gibi! cirlop gibi sokağım temiz, tavsiye ederim’ diyor.,
Twitleri takip eden kolluk kuvvetleri yok mu, neden işlem yapılmıyor?
Neden olsa adı hayvan...
Ya artık kadınlar ve çocuklar tehlikede.
Yasa işlemiyorsa, o zaman bu yasa neden var?
Biz hayvanseverlerin ağzına bir parmak bal zçalmak gibi.
Neler neler yazdık, daha Allah’ın bir kulu yönetici bize dönüp, ya şurada ne olmuş gelin bize bilgi verin demiyor.
Sosyal medya bu tür haberle yıkılıyor, kimsede tık yok.
Ya sizin çoluk çocuğunuz yok mu, vicdanlarınız sahi nerede, ben çok merak ediyorum?
Türkiye Barolar Birliği deklarasyon yayınlandı, “Hayvan katliamı durdurulsun, yasaya uyulsun” dendi.
DEVLET YETKİLİLERİNE VE TOPLUMA ÇAĞRIMIZDIR: HAYVAN KATLİAMI DURDURULSUN, YASAYA UYULSUN
Öncelikle 5199 sayılı Hayvanları Koruma Yasası’nın 6. maddesinde belirtildiği şekilde, yasanın çıkış sebebi ve temel amacına uygun olarak, belediyelerin sokak hayvanlarını “aşılayıp kısırlaştırdıktan sonra buldukları yere bırakmaları” esastır ve bu madde yürürlüktedir.
Bir hukukçu olarak daha ne desin?
Bizden bir öneri, Baro’da bir ekip kurulsun... bu tür olayları takip edip davalar açsın. Eminim Hayvanseverler bu giderleri karşılayacaktır, yeterki sonuç alınsın.
Suçlu cezasını alsın. Para cezasına çarpıtırılmasın, elini kolunu sallayarak dolaşmasın. Bunu denemekte yarar var, yasalar çalıştırılsın, bunu istiyoruz?
Yurdun her yanından zehirlenme vakaları geliyor. Rabbimde onları zehirlesin ne diyelim, bedua’dan başka hal çaremiz kalmıyor. Başımıza taş yağarsa kimse şaşırmasın.
Zehirlenmek ne demek, uzuvlarını kesmek, ateşle yakmak ne demek?
Aramızda içimizde dolaşan bir sürü sapık ve cani var...
Bunlar kentsel dönüşyümle birlikte arttı. İnsanlar apartmana sokulunca, konu komşudan selamı sabahı kesti?
Ne hale geldik biz?
SOKAK CANLARININ TEDAVİSİ
Ben tam 109 gün bir cana baktım. Adını Karakız koydum. Hikayesini merak edenler www.adanadoruk.com sitesine girerek köşe yazılarından okuyabilirler.
Karakız yemekle arası yoktu...
Çok çabaladık...
Yemek yemeyen hayvan bu dünyayla bağlarını koparmış demektir.
Geçtimiğimiz günlerde Büyükdikili’de bir canın fotoğrafı paylaşılmış. O kadar aç kalmış ki, bütün tüyleri dökülmüş bir deri bir kemik.
Bu sadece bir örnek.
Arkadaşım Buğra Kuki anlaştıkları bir Veteriner Kliniğine bu canı götürdü.
Bir fotoğraf paylayşımı dikkatimi çekti, o canımız iştahı yerinde yemek yiyordu.
Yemek yiyen bir can, yaşama umudu olan bir can demekti.
Ramazan ayında yazın sıcağında, günlerin uzun olduğu dönemde şahsen ben oruç tutarken, bazen zorlandığım oldu, iftar vaktinde orucu açarken, suya saldırırız, bir tuhaf oluruz, başımız döner... Sigara alışkanlığı olan sigarısını tüttürür, düşüp bayılanlar bile olmuştur.
Bildiğiml için söylüyorum.
Peki bu canlar, günlerce aç bilaç gezmiş, susuz kalmış ve o hale gelmiş.
Madem yemek yiyor, testlerini de yapmışsın, vücuda ilaç yollayacaksın, bari kardeşim birkaç gün yemek yesin, kendini taporlasın, o halsiz takattten düşmüş patili cana ilaç yüklersen, o yerinden kalkamaz, çalışan kalp durur.
Ben tıp okumadım, dünya mimarlar gününde, yılın mimarı seçilen de mühendislikte okumamış...
Gözlemlerim sonucu bu kanıya vardım.
Diyeceğim o ki... böyle durumlarda lütfen eğer patili canımız yemek yiyebiliyorsa, iştahı yerinde ise azar azar öğünleri vererek, önce bir genel durumu iyileştirilsin.
Anladığım kadarıyla bu cana biraz yemek veriyorlar, testini yapıyorlar, ardından ilaçları dayıyorlar.
Tabii vucüt şokta...
Tabi ki hayatını kaybediyor...
Nasıl ispatlayacaksın, neden niçin öldü diye?
Yapmayın etmeyin, yazıktır günahtır, fazla para kazanacağım diye birde sizler başımızın belası olmayın, canımızı yakmayın.
Ben bu yazıyı Ankara Dışkapı Veterinerlik Fakültesi’nde Profesör Ömer Beşaltı’ya göndereceğim. Madem her şey deneyle oluyor, bu yöntemi de denesinler...
***
Nasıl, barınma, ekmek, ısınma, su temel ihtiyaç ise, mamalarda ki KDV’nin yüzde 18’lik payı kaldırılsın. Bir darbede devletten yiyor bu canlar...
Anlaşılan temizliği tepki çekeriz diye toptan yapmıyorlar, azar azar can yakarak işi taşeron eliyle hallediyorlar. Ses çıkarmadıklarına göre...
Artık başımıza taş yağsın.
|