Küresel ısınmadan dolayı ülkemiz susuzlukla karşıkarşıya kaldı!
1-Nerede yanlış yaptık?
2-Şimdi ne yapacağız?
Kışı yarıladık ülkemiz hiç yağış alamadı.
Araştırmadan sormadan, iklimine coğrafyasına bakmadan HES’leri dere kenarlarına kurduk.
Şimdi çok ama çok büyük problemimiz var.
Milyonlarca ağaç kesildi. Dikey betonlaşma, sosyal donatıların neredeyse rafa kalktığı, her apartman arasının 20 metre olduğu bir şehirleşme kuruluyor.
Yeryüzünün yapılaşmasını, yani kaderini insanoğlu eliyle çiziyor.
İnsan elinin değdiği yer kararıyor ve yok oluyor.
Yer altı kaynakları dibe vurdu, yerüstü bitkiler kurumakta.
Çiftçi tarlasını süremiyor.
Su yok!
Suyun bilinçsiz tüketimi, şehirleşmenin plansız oluşu, tarımsal sulamada suyun çok kullanılması, orman alanlarının madencilik şirketlerine verilmesi...
Şehirleşirken rüzgarının yönünün hesaplanamaması...
Beraberinde bu kuraklığı getiriyor.
Dünya Kovit-19 virüsü ile uğuraşırken, Türkiye’nin başına birde bu su sorunu çıktı.
Ormanlar talan edilirken, vahşi hayvanlarda bu arada aç ve susuz kalıyor, gidecek yeri olmuyor, ya avcılar tarafından vuruluyor veya ölüme terkediliyor.
Hızla betonlaştığımız için, doğa kendini yenileyemiyor.
Hem hastalık, hemde mevsim normellerinin üzerindeki sıcaklık, bir nevi 2020 yılı insanlık için felaketti.
Bu telafi edilir mi?
Taşrada hayat nasıl zorsa, emin olun kentlerde de aynı sıkıntı artarak devam ediyor.
linki tıklayın lütfen
resimler/whatsapp_Image_2021-01-02_at_160341_2_af1f04d8e73cf7249d3f.jpeg
HAYVANLARIN VEBALİ
Dünyaya bakıyorum, evet küresel ısınma var. Ama en çok etkilenin Türkiye ve diğer Asya ülkeleri...
Avrupa yağış alırken, biz bu yağışlardan nasiplenemedik!
Günahımız mı çok acaba?
Bütün sorunları sadece sokak hayvanlarına bir keçinin günahını yüklemek gibi bir misyon edindik!
Özellikle Kedi ve köpeğe her türlü işkence yapıldı.
Cumhurbaşkanı’nın eşi Emine Erdoğan bile barınaktan engelli bir köpek alıp bakıyorsa, neden yasanın çıkması için Cumhurbaşkanı ikna etmiyor, ne bekliyor?
Dünyanın başımıza yıkılmasını mı?
Kısa çöp, uzun çöpten hakkını alacak elbet.
Bu yaşadıklarımız bize bir işaret olamaz mı?
Rabbimiz hayvanlar için; “sessiz kullarım” diyorsa..
Daha ne kadar sınavdan geçeceğiz.
Bari 2021 yılı şu hayvan hakları yasasının çıkması için dua edelim.
Artık 5199 sayılı hayvanları koruma kanunu, kabahatlar ykanundan çıkmalı ve onlara kötülük yapanlar cezalarını bulmalılar.
Belki bunu yaparsak, emin olun yağmur yeryüzüyle hasretini dindirir.
Allah ol derse olur!
|