301 Moved Permanently

Moved Permanently

The document has moved here.

Yazı Detayı
03 Mayıs 2025 - Cumartesi 20:36 Bu yazı 7 kez okundu
 
BİR ÖYKÜMÜZ VAR!
Yumoş-Minik TEKBAŞ
adanadoruk01@gmail.com
 
 

Hayatımı millattan önce ve sonrası diye ayırabilirim.
1999 mart ayında canım arkadaşım üç köpeği ile evime geldi.
O dönem Kurtuluş Mahallesin’de oturuyordum. 
“Bunun biri senin” dedi.
Hayatımda köpekten hiç hazetmedim, üstelik çok korkardım.
İki yavru evin içinde paytak paytak yürüyordu. Biri bembeyaz kar topu gibi, diğeri kahvenin tüm tonları pekines...
Sokaklarımızda o tarihlerde sokak köpeği ne arasın. 
Yok!
Necla Darbaş Fransız sinemasının Audrey Hepburn’un sarışın versiyonuydu.
30 yıl öncesini söylüyorum. 
Kedileri çok severdi, evi set üzerindeydi, boğulmakta olan kaplum bağalara çok baktı. Kuşlar, kediler, o dönemde mama bilmiyoruz yok gibi, hep ciğer alırdı. 
Hiçbir canlıyı ayırmadan, ama özellikle kediler. Bütün kazancını kedilere harcardı.
Annesi babası onun bu merakına asla ses çıkarmadı. Yatak odası, yemek odası, mutfak hep mahallenin kedileriyle doluydu. 
Bana insanların dışında da canlıların olduğunu, o dünyanın kapılarını açan kadın oldu. İki cihanda da Rabbim onu Aziz etsin, yüzü hep gülsün, Rabbim hep yanında olsun. 
Gerçek arkadaşım, onun yerine asla başka birini sokamam, görüşemezsemde, o bende hep ikon ve hep bir değer olarak kalacak!
***
Kardeşimi 28 yaşında kaybetmişim, onun emaneti biricik oğlu ve annesi  yanımda...
Kardeşler olarak psikolojik olarak bitmiş olduğumuz için, bu bana çok iyi geldi, ama dokunamıyordum.
Daha ilk bakışta kar gibi beyaz “Yumoş” olana göz koydum.
“İyi bakman için sana parasıyla veriyorum” dedi.
O zaman sıfırlar atılmamıştı, 75 milyonu üç ayda ödeyebilmiştim.
Tabii Yumoş ablama gitti. bu arada bizim ev, ablamın evi ve iş yerime gelip gidiyordu, dokunan olursa ellerini yıkatıyordum. O denli yani.
***
Gece yarısı İstanbul “Gölcük’te  depremi olurken Yumoş bizdeydi ve hti üzerime atladı, korktum, alıp fırlattım.
***
Sonra Yumoş hep bende kaldı, nasıl dost olduk, nasıl birbirimize sarıldık, o anlar bende hep fluu kaldı.
“İtin Tekiydi Yoldaşlarım”
kitabında ayrıntılı yazılı.
Bir aile ile dost olduk, onlarında pekines Spaki isimli köpekleri vardı ve çifleştiler. Yumoş 5 Eyül 2000 yılında 4 enik doğurdu. 
Doğumu yaptıran arkadaşım Necla Darbaş’tı. 
O dört eniği sahiplendirmek için epey mücadele verdim, gitti geldi, gitti geldi onu da öğrendim. Meğer çiş yapıyorlarmış, o yüzden istenmiyorlardı.  Eniklerin isimlerini ablam ve kızları koydu. Odis, Minik, Ares ve Melisa...
Odis’i ablam Halise Tekbaş aldı, gazetenin kapısından çalındı, Melisa Ziyapaşa Bulvarı’nda oturan Dr.Erçin Çıtırık’ın ilk eşine gitti. 
Ares’i gazeteci Yüksel Mert’e, Minik’imi ise kimselere vermedim.

Verdim geri aldım.  
Yumoş’un ve Minik’in sayesinde bütün canları tanıdım ve yaşam hakkına inandım.
Köpeklerim evi beğenmedi diye 15 gün içinde taşınmışlığım vardı. 
Yumoş’umu 10 yaşında, Minik’im’i 14 yaşın içinde kaybettim. Minik’im hastalandığında onu özel doktorlara ve Ankara Veterinerlik Fakültesine kadar götürdüm. 
Karakızım hayatıma 29 Ekim 2010 yılında girdi. Simsiyahtı, gözlerini zor farkedebiliyordum ve ona anoşumun adını koydum. Yumoş, diye.
O da 9 yıl bende yaşadı. Ben onun 4.ncü kapısıydım. 
*** 
İlk sokak beslemesini 2005 yılında Mittatpaşa Mahallesi Defne Caddesinde otururken yaptım. Karşı tamircide sahipli bağlı iki can ve birde petrol istasyonun civarında siyah bir köpek vardı, onları düzenli beslemeye başladım.
Ev bahçeli olduğu için kediler gelmeye başladı. Bahçede doğurdukları için köpeklerim bahçeye çıkamıyordu, pati atıyor veya tırmalıyorlardı.
O sırada orada da kedileri tanımaya ve sevmeye başladım.
Onları da besliyordum.
Aile dostum milletvekili Uğur Aksöz bana mama gönderdi. Köpeklerim yemediği gibi, sokaktaki canlarda yemedi ve ben mamayı geri iade ettim.
Benim veterinerim Vedat Sürekli’ydi. Vaktim olmadığı için Vedat bey köpeklerimin tedavisini için evime  çağırırdım. 


2005 yılında Minik’imi Atatürk Parkı’nda Pitbul parçaladı. Rahmetli arkadaşım Enver Büken beni alıp Atatürk Caddesindeki Çukurova Veterinerlik kliniği olan Mete Betin’e götürdü. Vucudu delik deşik olmuştu. 
Arkadaşlarıma çok yaşamaz demişti. Üçüncü kattan düştü, araba çarptı, pitbul parçaladı ve Minik’im için ben 4 kurban kestim, ailem biliyor. O da bende çok şeyler yaşadık. (16 yıldır kurban kesmiyorum)
Tekrar Kurtuluş Mahallesine 2008 yılında döndük. 
Gazeteci olduğum için çevrem genişti.
Köpeklerimi iş yerine götürüyordum İşyerim mülkiyeti bana ait Seyhan Oteli’nin bitişiği idi. Yanımda 7 kişi çalışıyordu. Vali, belediye başkanları, siyasiler Doruk Gazetesi ziyaretlerinde köpeklerim hep oldu. 


Çevrede; “Adana’ya köpekleri sevdiren kişi” diyorlardı.
Birlikte evden çıkar, önce Atatürk Parkı’na uğrar, oradan yürüyerek belediyenin önünden geçer iş yerime giderdim.
Atatürk Parkı’nda o dönem sahipli köpeklerin dışında sokak canları yoktu. Parkta bir gurubumuz vardı akşam üzeri toplanır, onların sosyaleşmelerine izlerdik.
Köpeğim parçalanınca Aytaç Durak parka sahipli sahipsiz bütün köpekleri yasaklattı. Ben ve gazeteci arkadaşım Rıfat Söylemez devreye girip meclisten geçirip yeniden sahipli sahipsiz köpeklere açtırdık. 
Köpeğimi parçalandığı zaman, yazı yazmıştım, o dönem çıkarılan kanunda benimde payım vardı. Bunu yapan kişi de Rahmetli Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’tı. 2007 yılında Türkiye’nin iki numaralısı Doruk Gazetesi’ nde ziyaretimize geldi. 
2008 yılında parkımızda Karabaş ve Hürrem’in dışında iki sokak canı daha vardı. 
Arkadaşım Hilal Cengiz’le birlikte çok köpek tedave ettirdik aklımda kalan Püsküllüydü. 
Babama verdiğim kedi, garajlarda elinden kaçırmıştı. 40 gün sonra git gel 750 km yol yapıp, kediyi bulup babama götürüp vermiştim. 
***
2014 yılında köpek kulebelerini Atatürk Parkı’na ilk yerleştiren kişiydim ve Türkiye’de olay olmuştu.
***
 2010 yılında besleme alanlarını genişlettim, arabam olduğu için yemekleri yapar, tencerelere doldurur ve kardeşime güzergahları ve adresleri verir, o yemekleri dağıtırdım. Hacı  Sabancı Kültür Merkezi, Mustafa Kemalpaşa yani Çolak Bulvarı, onun devamı olan Başkent Hastanesi civarı. Kedilerden ve köpeklerden rahatsız oldukları için ne mücadeler verdim Allah biliyor.
Aynı zamanda çevreciydim ben. 
***
Arkadaşım Tülay Kümber ve ben  hayvanlar bir kerede olsa güzel yemekler yesin diye tencere tencere tavukları kaynatır, suları doldurur,  tahin helvası alır, Topalak, Çiçekli Köyleri, Baraj çevresi ve şimdi villalar yükselen yerlerde besleme yapardık. Arabayı kardeşim Zeynel Abidin Tekbaş kullanırdı. 
***
Beslemelerimi yağmur, soğuk, sıcak demeden hep yaptım, yapmaya devam ediyorum. Evimde hiç kedi köpek eksilmedi, sokaktan bulduğum savunmasız yavru köpekleri alıp tedavci ettirip sahiplendirdim. Veteriner Hekim Mete Betin çok iyi bilir, hesap tuttuğum içinde kayıtlarımda mevcut. 2010 yılında Adana Büyükşehir Belediyesi barınağını mahkemeye veren benim.
Nesrin Çıtırık’tan şunu öğrendim.
"Üzümü yiyip bağcıyı dövmeyeceksin, sokaklardan toplanan canlar nereye gidiyor sanıyorsun, Adana barınağı Türkiye’nin en iyisi, yabancı köpekleri ya kubul ederler ya parçalarlar, günde kaç tane  ölüyor biliyor musun” demişti.
Okulun dışında her şeyi yaşarak sahada öğrendim ben. 
Kulağımda küpe kaldı ve ben bir süre onunla konuşmadım. Üstelik dernek başkanıydı. Evime gelir giderdi. Emniyet Teşkilatı beni tanıyıp güverdiği için, “Özel izin almana gerek yok, telefon et yeter, istediğin yerde hayvanların için protestonu yap” diyorlardı.
***
İstanbul’da yine protesto vardı. O dönem Haytap Genel Başkanı olan Nesrin Çıtırık oraya gidecekti, bende Adana’da bu toplantıyı yapmaya karar verdim.
“Gitme önce kendi kapının önünü süpür” dedim. Son ana kadar taş koymaya çalıştı. Nesrin Çıtırık’ın aklında İstahbul’a gitmek vardı, bende Adana’da kararlıydım. Yıl 2012.
Bir sürü engel çıkardı, Uğur Mumcu meydanına 2 bin insan topladık. Konuşmayı ben yaptım. Çevrem, çevremin çevresi, Mersin, Tarsus, Antakya, Osmaniye, hatta Maraş’tan gelenler vardı.
Adana’da o tarihte destan yazdık ve yürüyüş yaparak Atatürk antı önünde sonlardırdık.
***
Nesrin hanımı bakanla, belediye başkanlarıyla ve siyasilerle ben görüştürdüm. 2012 tarihine kadar kokmuş yemek yiyen Adana barınağı, ben ve Ak Parti Meclis Üyesi Ak Partili Sıtkı Polat sayesinde buzdolabı alınarak kokmuş yemek yemekten canlar kurtuldu. 
Sadece hatırladıklarımı yazıyorum. Üzerinden epey zaman geçti.
***
2023’te Heypati’yi de mahkemeye verdim. Sokak canımızı öldürdü. 
***
GÜCÜMÜN YETTİĞİNCE YAPTIĞIM DESTEKLER
Şanlıurfa’ya eğitimci Şeniz Hanım’a 2 torba mama 2014 yılı. 
Türkan Dağdelen’in barınağı var, 2017 yılında 500 liralık mama desteği. 
İstanbul’da Evrim Kırcıoğlu’na 100 tl. köpeğin tedavisi (17.9.2016 yılında.)
Adıyaman Kömür bir sokak köpeğine (Kışlaya) bir torba mama bıraktım.
Adıyaman iline bağlı Besni ilçesinde bir dernek gibi çalışan İbrahim Aslantürk ona mama desteği çıktım. Tekrar Besni ilçesine giderek, üç torba mama desteği ve hayvanların altına serilmesi için çarşaf ve yorganlar bıraktık. Küçükte olsa Besni belediyesine, işi gücü bırakarak gazeteciliğimi kullanarak oraya (dağın başına) sahipsiz sokak hayvanları için üç göz barınak yaptırdım. Hatta benden para almadan mimar arkadaşım Nurgül Çölkesen bir sözümle barınak için proje çizdi. Kuruş almadı. Belki 100 kere belediyeyi aradı, arazinin yapısını, etüdünü, yerini öğrenmek için…Tabi belediye masraflı olur diye projeyi uygulamadı. 
Sevim Tatlıcılar’a mama ve ilaç desteği…  Bir sürü var da, bir gün lazım olur, diye çetelesini tutmadım. 
Arkadaşım Tülay’la her hafta Topalak ve Çiçekli köylerinin civarlarındaki hayvanları beslemeye gittik, mama, su ve benzin, arabam vardı. 
Buğra Kuki’ye, kedi ve köpeksever Murat’a, Canların abisi Vedat Bey’e... 
Hayvan projesi için Adanaya gelen gönüllünün geliş/gidiş uçak biletini. 

***
Hangi birini size yazayım. Sayısız sokak hayvanlarını tedavi ettiğimi mi, sağa sola yaptığım yardımları mı? 
***
Bu arada yazılmış 11 kitabım var.
Sokak canları için proje hazırladım. 
Kitap yazdım, onu satıp üzerine ekleyerek bir minibüs aldım, içini yaptırıp ambülansa çevirdim. Türkiye’de ilk ambülans fikri benden çıktı. Belediyeye hibe etmek istedim kimse almadı. Dohayko’ya vermek istedim, “Benzinini ve şoförün maaşını ödeyemeyiz” diyerek ret etti.

BİR CANIMIZ BENİ PARÇALADI
2021 yılında barınağa 150 kilo kıyma, 50 kiloda dışarda tek tük kalmış köpekleri beslemek için ayırdım.

Siz hiç dışarı beslemesi yapmadığınız için bilmezsiniz, açlıktan kemikleri çıkanları. Sadece yayımlanan fotoğraflardan görürsünüz.
Bir canımız sanki ölü gibiydi, önüne biraz koydum, sonra gözleri yerinden oynadı, ikinci defa koydum, başını kaldırdı, üçüncü defa koydum biraz diklenir gibi oldu, dördüncü defa koyduğumda ayağa kalkmış kemikleri sayılı kocaman kangal kırması bir canımızdı. Önlerinde su bile yoktu. Diğerlerine haksızlık olmasın diye önünden biraz almaya çalıştım, sen misin alan.
Önce bana kafasıyla bir vurdu, sonra beni parçalamaya başladı.
orada ölümü gördüm.
Can o kadar acıkmıştı ki, beni bıraktı. Yemeğine koyuldu. Biraz ötemizde başka bir can vardı, sen birini parçayayacaksın, o diğeri gelmeyecek, düşünün nasıl bir açlık komasına girdiklerini.  
Sağ kolumdan foşşşş diye bir kan fışkırınca, kendime geldim, elimi sıkı sıkı tuttum kan kaybetmeyeyim diye, başım dönüyor, arkadaşım ve karısı arabada müzik açmış yüksek sesle dinliyorlardı.
“Beni köpek ısırdı hemen hastaneye gidelim” dedim güçlükle.  Adana’ya 35 km vardı. Süleyman Demirel Bulvarı üzerinde olan Çukurova Devlet Hastanesin de saatlerce kaldım. Ramazan ayıydı.
Ben o fotoğrafları hiç yayımlamadım. Köpeklere düşmanlık olmasın diye. Şimdi yayımlıyorum. O canın iki kolumda da halen izlerini taşıyorum. 

TEKER TERS DÖNERSE
Bu arada beslemelerim sürüyor, buldaklarım hasta olanları tedavisini yaptırmaya devam...
Biz gazetecileri önce pandemi vurdu. Dışarıya çıkma hakkım olduğu için, kimselerden mama desteği almadan, Acıbademden başlayıp, İstasyon meydanı,Çifte Minare, Atatürk Parkı, kuyumcuların arkasına kadar kedi köpek hergün beslerdim.
Ekipler beni yakaladı.
“Millet senin gazeteci olduğunu bilmez besleme yapma, biz bunu açıklayamayız” dedi.
Bende üzerimde gazeteci ve Tarım Bakanlığının kimliklerini gösterdim. “Siz biliyorsunuz ya, kimseye açıklama yapmak zorunda değilim” dedim ve beslemelerime devam ettim. 
Tam toparlanalım dedik, önce basın ilan hakkımız elimizden alındı, ardından depremi yaşadık, evim kentsel dönüşüme gitti. 2024 yılında 45 bin dolar dolandırıldım. 5 bankaya borçlandırıldım. Üstelik kiracıyım. Zor durumdayım. Köpeğim çok hastalandı. Ben çok hastalandım aşırı üzüntü bende kanser hücrelerine rastlanıldı. Veterinerimiz Mete Betin  değişik şuruplar önermesine ve röntgen çekip reçete yazmasına rağmen geçmedi. Ağustos ayında Ankara’ya götürdüm. Bir sürü test, filmler ve mr istendi. 10’a yakın şurup, şampuan vesayre...
Gitgel, bize 15 bin liraya patladı ve kardeşim ödedi. 
Geçici işe yaradı. Veteriner hekim Vedat Sürekli “Belki kısırlaştırırsan bu kaşıntı durur” dedi. Bir kısırlaştırma hadi bilemedin 5 bin lira. Sıkışıklığım hat safhada. Barınak Müdürü Ramazan Özdemir için en ağır yazıyı yazan benim. Bizim siyah sokak köpeğimiz Çakal orada ölmüştü. Ben gazeteciyim, eleştiri yaparım ama, bu müdüre resmen bedua ettim. Öl, sürün dedim... Onun bir baba ve bir ailesi olduğunu unuttum. 
***
CHP’li Meclis Üyesi Uğur Büyükkantarcı beni barınağa götürdü. “Orada iyi işler yapılıyor” dedi. Bizi barıştırdı, devletin verdiği yetkiyi kullanıyor. Vicdanlı mı değil mi onu bilemem. Barınağı birlikte gezdik, haberlerini yaptım. Ölüm fermanı kanun çıkmadan önce...
Barınak Müdürü Ramazan Özdemir kimin emrinde, önce devletin sonra Başkan Zeydan Karalar’ın. O ne talimat verirse onu yapar. Aklımız bu kadar kıt mı? Devlette çalışan herkes bunu çok iyi bilir. Barınağı arayıp köpeğimi kısırlaştırmaya getiriyorum dedim. Selcan arkadaşı aradım birlikte gittik. İki kedi ve iki köpek götürdüm, iç dış parazit aşıları yapıldı, köpeğimi ameliyatını Veteriner Hekim Şerife Vural yaptı ve 15 dakika sürdü, hemen baksa koyup, teşekkür edip barınakta kalma sürecimiz toplamda 30 dakika ya tuttu ya tutmadı.
Zaten öncesinden bütün tahlileri yapılmıştı. Aşırı alerjisi var, ilaçlar kullanmasına rağmen, kısırlaştırmamıza rağmen geçmedi. 
Ben bu satırlarımda özellikle Barınak Müdürü Ramazan Özdemir’e teşekkür ediyorum, bugün dost, yarın düşman olamam. Bunun için bariz büyük hata yapması lazım. Yaparsada gözünün yaşına bakmaz yazarım. O da artık beni çok iyi tanıyor bende onu. Hatta bir arkadaşım; “Pitbulları öldürüyor Fatoş Hanım” dedi. Direk kendisine sordum,
Müdür Özdemir; “Devlet bana ne emrediyorsa ben onu yapıyorum” dedi. “O senin vicdanına kalmış” diye cevap verdim.
Ne yapayım adamı döveyim mi? 
Daha bundan açık tavır nasıl konur? İnsanların yüzüne karşı konuşurum ben, arkasından değil. Bu kanunu kim çıkardı?

TBMM!!! 
İçinde CHP’liler yok muydu? 
Hemen uygulamaya geçen kim?
CHP’li belediyeler.
***
Nesrin Çıtırık ile Metin Yıldırım’la yıllarca konuşmadım, hep bu canlar için, onlarla özel meselem hiç olamaz. 
Bir protesto gösterisinde onlara; ‘Ya benim dostluğumu kabul edersiniz, ya düşmanlığımı, siz karar verin’ dedim.
Metin Yıldırım; “Biz senin dostluğunu istiyoruz” dedi.  
Adana benim için küçük bir yer, herkes her yerde karşı karşıya gelebilir. İlla herkesle kavgamı edeceğiz.
Bunun çözümü nedir, ya gücü müzü birleştireceğiz ya Sarıkız hikayesi gibi çözüleceğiz!
Ya hep birlikte ya hiç birimiz, diyerek gücümüzü birleştireceğiz!
***
Ama aranıza gelen, farklı görüşte olanlara kuşkuyla bakıyorsanız, şunu söylemek isterim ki, çemberiniz genişlemez, kendiniz çalar kendiniz oynar sınız. Dünya sadece Türkiye’den ibaret olmadığını da sizlere hatırlatayım. Dünyanın yarısını gezmiş biri olarak söylüyorum. Bu saatten sonra kimseden ne nasihat alacak, ne akıl verecek durumda değilim. Kimsenin de benim üzerime basıp geçmesine izin veremem. Su akar yolunu bulur.
***
Ares’im hasta, görüyorum, üzülüyorum, çaresini arıyorum doktora götürü yorum, hiçbir ilaç sıkıntısını gidereme di. O benim canım, onun canı yandığında benimde yanar. 
İnstagram’da paylaştığım postun altına yorum yazıyorsunuz, benden alıp veremediğiniz ne, bu kindarlık ne?  Siz mi yanlışsınız, yoksa ben mi yanlış. Her toplantınızda size canlar adına destek oldum. Beni ne kadar tanıyorsunuz? Benimle ne kadar yol yürüdünüz? Bu çıkışınız hiç sağlıklı değil, bunu kabul edin.
Bazı eleştiri vardır insanı yüceltir önüne açar, bazı eleştri vardır, insanı bitirir, sizin ki iyi niyetli bir yaklaşım değil! Bana yorum yazmak zorunda değilsiniz. Bir defa haddinizi bileceksiniz. 
Peki siz kedilerinizi nerede kısırlaştırıyorsunuz, önce bunu açıklayın. Biri Adana Büyükşehir, diğeri Seyhan Belediyesi, tabelasında barınak yazmadığı için mi, gönül rahatlığı ile Seyhan kısırlaştırma da yaptırıyorsunuz?
Haa bu alan sadece sana ve senin gibilere ait değil, gerçek samimi mücadele veren bizlerin alanı, para top lamayan, cebinden harcayan, kısır laştırma için her türlü desteği veren bizleriz. Ezcümle barınak müdürü arkadaşım, bundan sana ney, ona ney? Kanunu çıkaran Ramazan Özdemir mi? Eğer Adana da görünür bir katliam yoksa, bizlerin sayesinde... 
Bugüne kadar birinden on kuruş alıp bu canlara harcamış değilim. Mesleğim buna izin vermez, her cümlenizde biri, bana laf sokuşturma ise, bunları geç derim. Çapın yetmez.  Ben bir gazeteciyim kimseyle küsme lüksüm yok! Kamu görevi yapıyorum, şahsi meselem olursa ki... o mecralar farklı olur! Bu defa farklı bir yüzümle tanışmış olursunuz. 
O yüzden durduğun ve durduğunuz yeri iyi bileceksiniz, insanlar gelip size destek veriyor diye, her şeyi söyleme hakkına sahip olamazsınız. Çamuru hak edene at, bizde o çamur tutmaz. Birde diyorsunuz ki, yağmurda az kişi geldi. Bu sizin tutumununuzdan kaynaklanıyor, bilin artık!  Gerçekten sizde umut var sanmıştım, yanılmışım, umutsuz vakalarla geçirecek zamanım yok, kalemim sizden güçlü ve daha iyi ses getirir, bunun bilincindeyim ben. Siz o yolu yürürken ben dönüyordum. 

 

 

 

 

 

 

 
Etiketler: BİR, ÖYKÜMÜZ, VAR!,
Yorumlar
Bizim Gazete
Ulusal Gazeteler
Yazarlar
Alıntı Yazarlar
Anketler
Yeni haber sitemizi nasıl buldunuz ?
Adana

Güncelleme: 06.07.2022
İmsak
Sabah
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
Arşiv Arama
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı
juul juul pod puff bar juul pods glo IQOS etanj armatür komatsu yedek parça ankara acil dişçi ankara güneş enerjisi polyester çember almanya sohbet chat masura deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu bonus veren siteler