Moved Permanently

14 Haziran 2021 günü Meral Akşener Adana’ya geldi. Gişe çıkışlarında, görkemli bir karşılama töreni oldu.
3 km’lik araç konvoyu Meral Hanım’ı takip etti. Ceyhan’da bir izdiham vardı, sormayın gitsin. Ben bir gazeteci olarak aralarına girmeye korktum. Hem pandemi vardı, hem de artık 20’li yaşlarda siyasileri takip eden genç bir gazeteci değildim. 
İnsanlar tıkış, tıkış, üst üstte, onlarca koruma ordusu, zaten etten duvarı aşamıyorsun.
Ceyhan’da esnafları gezdi, herkes eteğindeki taşları döktü. Gıda da ki enflasyonun önüne kimse geçemiyor. Pahalılıktan herkes şikayetçi, iş yapamadıklarını, siftah yapmadan dükkan kapadıklarını söyleyenler çoğunlukta idi.
Ben kalabalığın dışında kalmayı tercih ettim, Meral Hanım’ın etten örülen duvarına pek yaklaşamadım. 
Hep derim siyaset çok zor bir meslek… 
Herkese gülücük atacaksınız, herkesin gönlünü hoş tutacaksınız, herkesin beklediği cevapları vereceksiniz.
Her şey politika…
Meral Hanım yeri geldi ciddileşti, yeri geldi halkla bütünleşirken tebessüm etmeyi yüzünden eksik etmedi. Aynı esnaf ziyaretini Seyhan’da da sürdürdü. 
Çok cana yakın bir hanımefendi.
Ben onu Ankara’dan biliyorum, MHP’deyken, grup toplantılarında ön sıralarında otururdu. Hiç tanışmadığımız halde bile, tanımadığı insanlara gözleriyle selam veriyordu, iki kez denk düştüm.
***
Adana girişinde ve çıkışında izdihama neden oldu, yemek molasında bile Sheraton Oteli lebalep doluydu.
Açıkça itiraf etmeliyim ki, koordinasyonda bir düzensizlik vardı.

Bölük pörçük, çekişmeli, ittirmeli… 
Kimisi ulaştı, kimisi ulaşamadı. 

PROGRAM ŞÖYLE OLABİLİRDİ.

Genel başkanı Adana’ya davet ediyorsun. 
Karşılama töreninde lider gelir, kadınlar erkekler sıra halinde  çiçek vermek isteyen çiçek verir, haa bu arada davul zurna eksik olmaz. (Davul kültürümüzde var, ben çok severim, uzaktanda, yakından da sesi hoş gelir.) 
Genel başkan otobüste halka kısa bir konuşma yapar, selamını verir yoluna devam eder.
Bunu yaptılar. 
Ceyhan’a giderken, adeta uçuyordu. Hız, mız hak getire. 
Bree can taşıyorsun. 
Konvoy hep böyledir. Amaç vakit kazanmak.
Genel başkan esnafla ve halkla görüşmesini yapar, sonra öğle yemeğini yer, o otelde, insanlara kısa bir konuşma yapar, bütün teşkilatlarla tokalaşır, fotoğraflar çektirilir, herkesin gönlünü hoş eder. Yani burada birkaç saat zaman geçirmesi, o teşkilatlarda görevli olanlar,  şehrin ileri gelenleri de buna dahildir, memnun ayrılır ve bu olayları ikinci, üçüncü şahıslara ballandıra ballandıra anlatır, içinden hikayeler çıkarır. 
İşte bu tür insanlar insanlar zevkle partisi için koşturur.
Adana Teşkilatı bu fırsatı kaçırdı.
Sheraton Oteli’nde neydi o izdiham. Güzel miydi, hayır. 
Düzensizlik  ve kaos hakimdi.
Bir gazeteci olarak fotoğraf teklifini ilettim, Meral Hanım beni kalabalığın içinden çekip aldı. 
Meral Hanım’a ilgi yüz üzerinden 100, lakin karşılama, organizasyon ise 100 üzerinden 50 idi. 
Büyükşehir Belediyesi ziyaretinde Soner Çetin gibi kapıda kaldım, o kalabalığı izdihamı görünce cesaret edip içeri girmedim. 
 Pandemi beni bir başka şeye evirdi.
Eldivenli olmalarına rağmen doktorlarım hariç, insanlarla tokalaşamıyorum (Sokak hayvanlarımı saymıyorum), iki yılda bana dokunan Meral Akşener dahil 5’nci kişi dilebilirim. 

***
Ne demiştim.
İYİ Parti Meral Akşener Başkanlığında iyi gidiyor. İnsanlar artık yüksek sesle “Meral Akşener” demeye başladı. Pahalılıktan, yoksulluktan söz etmeye başladı. Kendi gözlerimle gördüm. Bu üçüncü takip edişim.
İktidarın ayak seslerini vurmaya başladı. Merkez sağda bir boşluğun olduğu gerçek!
Meral Hanım’ın izleyeceği politika, insanların kendini ifade edebileceği (Hürriyet) mecraları oluşturmak, eski Türkiye’ye dönmemek, parlamenter sistemi güçlendirmek, halkın refahı, istihdamın önündeki en büyük engelin emeklilerin oluşturduğunu, insanlar çift dikiş yapmamak için, 
(Danışmanlar ordusu gibi 5-20 maaş) emeklinin yaşayabileceği standartlarda, emekli maaşını alma keyfini sağlamalı, gençlerin çalışabileceği sahaları açabilmeli, hangi görüşten olursa olsun, Turgut Özal gibi aynı çatı altında buluşturma iklimini sağlamalı, bunun gibi daha birçok, açık ve şeffaf bir Türkiye sözü vermeli…
Bütün Türkiye’yi kucaklayan bir lider olabilmenin yollarını açabilmeli. 
Tevazuyu korumalı, gösterişten kaçınmalı, Türkiye ne çekiyorsa, gösterişten çekiyor, bunu unutmamalı.
Dip not: Ben gördüklerimi ve fikirlerimi yazdım. Umarım kimse bana taş atmaz.