Moved Permanently

Artık nefes alamaz hale geldik.

Bütün olanlar sinir uçlarımıza dokunmaya başladı.
Düzgün, dürüst namuslu insanların da sabrı taşma noktasına geldi. 
Suskun olduklarını sanmayın, önlerine sandık geldiğinde çok güzel cevap verirler. 
Adalet makamı en yüce makam, öyle davalar  görüldü ki, adaletin temeli sarsıldı ve adalete olan güven azaldı. 
*** 
Güzel ülkemi yaşanmaz hale getirdiler. Her gün onlarca vakaya uyanıyoruz. Her gün bir kadın vahşice öldürülüyor. Her gün silahlı yaralanma, hır gür, trafikte it dalaşları bazen cinayetle bitebiliyor.

Ormanlarda bulunan cesetler. 
Her gün gece ve gündüz iş yerlerine silahlı baskınlar!
Gün geçmiyor ki, kundakta ki bebeğe, daha yaşamı algılayamayan kız ve erkek çocuklarına şiddet ve cinsel istismar haberleri düşmesin. 
***
Her gün sokak canlarına ölümden ölümler beğendirerek çeşitli senaryolarla ölüm şekillerini sosyal medyadan paylaşıyorlar. 
Her gün çeşit çeşit sapıkların fantazileri akıllara ziyan!
Kedi ve köpeklere yapılan  işkenceyi paylaşıyorlar.
Kız kardeşini, anasını, karısını  pazarlayanlara, şiddeti körükleyen organize kötülük kamusal alanda, sokaklarda, parklarda, evlerde, hanelerde boy göstermeye devam ediyor.  
***
Gençlerin, hatta 12 ve 20 yaş aralığındaki çocukların madde bağımlılığına düşkünlüğü giderek artıyor. 
Eskiden insanlara masallar anlatılırdı, şimdi o masalları Tiktok’a sosyal medyalara kendileri yazıp kendileri oynuyorlar. 
Güneş görmemiş, kadınlı, erkekli küfürler gırla gidiyor. 
Ahlak demode oldu. 
Toplum olarak neşemizi kaybettik. 
***
Son 2 yılda kadınlarımız açıldıkça açıldı, çıplaklık moda oldu. Teşhircilik hiç bu kadar ayağa düşmemişti.  
***
Biz toplum olarak 1 Ağustos 2024’ten sonra huy değiştirdik. Şirazemiz kaydı. 
Kötü yönümüz, katil yönümüz, sapkın yönümüz, teşhirci yönümüz, şiddet yönümüz, deccal, şeytan, zındık, yezit yönlerimiz say say bitmez, gerçek karekterimiz ortaya çıktı. 
***
Polisiye tedbirlerle, cezalarla maalesef bunlar önlenemiyor. İnternet tüm dünyalının genleriyle oynadı. 
***
Kimbilir hangi evlerde neler yaşanıyor, cinayetler işlenriyor, ormanlara gömülüyor, parçalara ayırıp çöp tekenelerine atılıyor. Cinaylet işlemek çok basitleştirildi.
***
Bir aile Narin olayını diyorum, 8 yaşındaki bir çocuğu kendi içlerinde katletti, ama güvenlik kuvvetleri maalesef katil kim bulamıyor?
***
Twitter’de bir yazı paylaşan, 
Kamu Yönetim Uzmanı. siyasetçi. H. Kaan Kürşat Gönül yazmış.
Tespitlerin hepsi doğru.
Gelin birlikte okuyalım. 
***
“Kaç gündür yazıp yazıp siliyorum. Ama bu konu hakkında affınıza sığınarak bir şeyler yazmam lazım! 

İçişleri Bakanımız Sn. Ali Yerlikaya, Telegram ve Discord platformlarında aktif olan C31K isimli grubun yöneticilerinden " Hz. Ebu Cehil " takma isimli E.K. ile " Arda Bateman " takma isimli A.T.'nin yakalandığını duyurdu. Öncelikle bu çok sevindirici bir gelişme. 

Dijital dünyanın karanlık dehlizlerinde kötülük yayan, kedilere işkence yapıp boynunu kırdıkları videoları yaymaktan çekinmeyen, köpeklere kadın iç çamaşırı giydirip tecavüz ettikleri anları sosyal medyadan pazarlayan, 7 yaşındaki kız kardeşini soyup sosyal medyada yayınlayan, hayvanları katleden, insan öldürme tarifi veren, zayıf olanlara karşı şiddeti körükleyen, organize kötülüğün merkezi haline gelen bu grubun sadece yöneticileri değil üyelerinin de tüm imkanlar seferber edilerek tutuklanması hatta bugüne kadar yaşanan vahşetlerin azmettiricisi olarak görülmesi elzemdir. 

Yoksa değil kediler köpekler evinizde odasında masal okuyarak uyuttuğunuz çocuklarınız bile kendi kardeşlerinin istismarına maruz kalıyor olabilir. 

Bu söylediklerim keşke münferit hadiseler olsa. Ama ne yazık ki organize bir kötülükle karşı karşıyayız. Ve yine ne yazık ki bu organize kötülük bilinçsiz bir şekilde aylardır hatta yıllardır hayvan düşmanlığı üzerinden birileri tarafından da beslendi. Bireysel ve toplumsal şiddetten bahsedilecekse şiddetin her türlüsünün masaya yatırılması elzemdir. 

Görsel; surlarda vahşice katledilen İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil'in katili Semih Çelik 'in de üyesi olduğu, hatta "görevler" aldığı C31K adlı grubun bugün göz altına alındığı duyurulan Ebu Cehil adlı sapığın işkence edip boynunu kırıp kopardığı kediye ait videodan alıntı. Videoyu paylaşmaya yüreğim elvermedi. Videoyu hatırlayanlar olacaktır. Hayvana karşı şiddetin ve tecavüzlerin arttığına dikkat çektiğimiz, güvenli sokaklar diyerek yola çıkanların şiddeti körüklediğine işaret ettiğimiz ama maalesef "ittapar" olarak suçlandığımız dönemlere ait bir videodan alınan görüntü.

Üzülerek söylüyorum ama artık bazı şeyleri konuşmaktan da geri durulmaması gerektiğini, ar etmesi gerekenlerin bizler olmadığını düşünüyorum. 

Bireyselleşmenin teşvik edildiği, cinsiyetsizliğin "tercih" olmanın da ötesine geçip dayatma haline geldiği, şeytanın ve "öğütlerinin" kutsandığı, sapıklığın ve sapkınlığın "level" atlamanın şartı olarak gösterildiği, merhametin rafa kaldırıldığı, geleceğimizin organize bir şekilde saldırıya maruz bırakıldığı bir süreçte tüzel ve gerçek kişilerin tam bir koordinasyon içinde bu kötülüğe karşı mücadele etmesi gerektiği ortadır. Bu gerçek görülmelidir. Yaşananlar münferit hadiseler değildir. Yaşananlar maalesef organize olarak körüklenen ve yaygınlaştırılan bir kötülüğün sonucudur. 

Ortadaki sorun siyasi rant devşirilecek bir "konu" değil, konuştuklarımız üzerinde tepinilecek bir "hikaye" asla değildir. Önlem alınması, hatta toplumsal bir seferberlik ilan edilmesi ELZEMDİR! 

Yoksa...”
***
Bana göre Sayın Cumhurbaşkanımız yanlış yönlendirildi veya yanlış bilgi aktarıldı.
Şiddetin yolu açıldı.
Önce hayvanlarda denendi, sonra kimsesiz bakıma muhtaç yaşlılar takip edilip, evleri soyuldu, ziynetleri çalındı, sonra da yol tartışmaları, iş yeri baskınları, karısını, kızını cinnet geçirip öldürmeleri.
Sapkınlar, katil ruhlar, şeytana pabuçu ters giydirenler, terminatör gibi insan ve hayvan öğütmeye devam ediyor. 
Neden bu hale geldik? 

Hani “GÜVENLİ SOKAKLARDI” güvensiz sokaklar ve insanlar olduk. Tamiri mümkün mü, bu saatten sonra asla ve katta. 
Öyle cezalar verilmeli ki meydanlarda asılmalı, güneş ve havaya hasret hücre cezaları sittin sene verilmeli, toplum ancak böyle eski günlere döner. 
Toplum olarak akıl sağlığımızı kaybetmek üzereyiz. 

En önemlisi birbirimize olan güvenimizi kaybettik!