Dünya da 4 şey olmayacaksın.
1-kadın,
2-çocuk
3-hayvan (kedi ve Köpek)
4-ağaç!
Dünyanın bütün coğrafyaların da kadın olmak kötü, bir tarafta kadınlar kapatılır, sesinin duyulmasına dahi tahammülleri yoktur, türban, tülbent, kara çarşaf, burka, pardösü, peçe gibi, kadınlar örtünmeye zorlanır.
Diğer tarafta ise eğitim hakkı elllerinden alınır.
Kadına hep baskı altındadır.
Ya kocasından, ya annesinden, ya babasından, ya kardeşinden, ya çevresinden, çektikçe çeker!
***
Örtünme şekilleri ülkeden ülkeye değişkenlik gösterir.
Bu örtünme işi Allah korkusuyla değil, genelde gelenek ve mahalle baskısı ön plandadır.
Örf ve adetler baskın çıkar, ayıp denerek örtünür.
Toplum anayasası işler.
Türkiye, Afganistan, Pakistan, İran, Müslüman ülkeler örnek verilir.
Batı da...
Kadın özgür olsada, kadın her yerde kadındır. Hep bir meta olarak kullanılmış, hiçbir film sahnesi yoktur ki, kadın soyunuk olmasın...
Her ürün tanıtımında, her sanat gösteriminde kadın figür ille bir organını gösterecek!
Resmen gösterilmesi istenir.
Tabi bunun adına sanat deniyor.
Parada ediyor.
Sanmayın ki batı da kadınlar çok rahat, onlarda şiddet görüyor, aşağılanıyor.
***
Son 20 yılda kadınları öldürme oranı giderek artıyor.
Genelde ekonomiye dayanıyor. Aile bağları zayıfladı. Tv dizileri aile dizileri olmaktan çıktı, kimin eli kimin cebinde, her şey sıradanlaştı, her şey normelleştirildi.
Kadın özgür, ama bir kaç erkekle ilişkisi olmalı, LGBT’ye çağrışım ilmek ilmek işleniyor, olağan hale geliyor.
***
2023 yılından beri kadınlyarımız soyundukça soyunuyor.
Sınır nereye dayanır bilmiyorum.
Genelde erkeklerin işi gücü kadın, kadının ne yapması konusunda fikir sahibidir erkekler, kadına yön veriyor, nasıl olması gerektiğine karar veren kişi oluyor.
***
Bu ülkede çocuk olmak zordur.
Organ mafyasının hedefindedir. Sapık insanlarda bir artış var. Küçük çocuklara taciz ve cinsel istismarda bulanabiliyor.
Aile içi ensest ilişkilerden birazı adliyeye yansısa da kol kırılıp yen içinde kalınarak gizleniyor.
O yüzden evlenecek çiftlerin psikolojik testen mutlaka geçmesi gerekiyor. Gerekirse kan örnekleride alınmalı.
Topluma sağlıklı bireyler çocuk vermeli diye düşünüyorum.
Herkes anne ve baba olmamalı.
Çocuk bir toplumun geleceği ve devamıdır.
Nesiller öyle sürer.
Bu yüzden çocuklara gözümüz gibi bakmalı, değer vermeli, onları her türlü şer ve beladan koruyup, kollamalıyız.
***
Bir çocuk hayvana ilişkisi nasılsa, yetişkin olduğunda bu karekteri aynen devam eder.
O çocukta merhamet duygusu yoksa, ondan merhamet ve vicdanlı olması beklenemez.
Bir çocuğa vicdan, merhamet duygusunun yanı sıra, sorumlu olmayı daha çocuk yaşlarda verilmeli.
Kimliksiz, sorumsuzluk, merhametsizlik duygusu olmayan bir çocuk veya gençten gelecek beklenemez, beklenmemeli, bu toplum her daim tehdit altında olur.
***
Bir hayvan hakları savunucusu olarak 20 yıldır hükümete “Kısırlaştırma yapın, üretimi durdurun, satışı yasaklayın, köylüleri denetleyin” diye defalarca yazdık, çizdik, alanlarda, meydanlarda haykırdık!
Bunların hiç biri yapılmadı, kulak ardı edildi.
Hükümetin bildiği bir şey vardı onu da 1 Ağustos 2024 günü dolaşıma soktu. Üstelik yasallaştırılarak.
Bu ülkede köpek olmak çok zordur.
Bu ülkede kedi olmak zordur.
Bu ülkede at, eşek, sıpa, deve olmak da zordur.
Dünyada Fil olmak daha da zordur.
İnsan kaderi nasılsa, hayvanların da kaderi aynıdır.
Büyükbaş hayvanların (Allah bize nimet diye göndermiş) kesimhanede resmen vahşet yaşayanıyor, bunlar zaman zaman medyaya düştüğü görüldü.
Bu hayvanlar balyozlarla, keserlerle, baltalarla vura vura öldürülüp, sonra da kesilip sofralarımıza geldi bizlerde afiyetle yedik. (Zıkımlandık.)
***
1 Ağustos 2024 günü TBMM’nde çıkan yasa da sokak canları toplanacak, barınaklara konacak, sahiplenilmeyenler öldürülecek, dendi.
4 milyon hayvan var, 100 bin kapasiteli barınak.
Bunlar toplanıp nereye konacak?
Toplama yapmayan beledi ye başkanlarını de hapse sokmakla tehdit etti.
Belediyeler ne yaptı dersiniz?
Göt korkusuyla toplamaya çalıştıkları canları, zehirli tüfeklerle, enik, bebek, demeden, karga tulumba, yerlerde sürükleyerek, toplatılıp toplu toplu gömüldüler, vücutlarına çamaşır suyu enjekte edilerek acı içinde kıvranak ölümlerini seyrettiler, İzlerkende bundan zevk aldılar. Sesinizi çıkarırsanız, sizinde sonunuz böyle olur demeye getirdiler.
Bir sürü hayvansever insanlarımız şiddete uğrayıp, bu uğurda canlarını kaybedenler oldu.
Bu yetmezmiş gibi Ankara da pitbulları da kasap gibi doğra yıp video çekip gösterime soktular.
Sokakta yaşayan köpeklerimiz bu dünyaya sanki acı çekmeye geldiler, her türlü eziyet edildi, aç bırakıldı, tecavüz edildi, dişleri söküldü, gözleri oyuldu, kuyrukları ve patileri kesildi, yakıldı, yetmedi karnından ikiye ayrıldı, ölümlerden ölüm beğendirdiler.
Dünyanın birçok coğrafyasın da köpekler acı çektirilerek öldürüldüler.
Oysa kısırlaştırılsalardı, üremeyeceklerdi. Köylüler kontrol altına alınsaydı, çoğalmayacak ölümler yaşanmayacaktı, üretim ve satış yasaklansaydı, bu zalimce vahşetlere Türkiye sahne olmayacaktı.
Ama ellerinden geleni ardlarına koymadılar.
Rabbim bunun hesabını elbette tufan olarak, sel olarak, yağmur olarak, deprem olarak, yangınlar olarak, sıcaklar olarak bize geri iade edecek, doğanın intikamı olacak!
***
Resmen bu canlardan intikam alınıyor.
Sanki enflasyonu körükledi, sanki pahalılığı o getirdi, sanki çocuklara o tecavüz etti, sanki vatana ihanet etti.
Ama çok acı bir şekilde intikam aldılar ve almaya devam ediyorlar.
Bu milletinin içinden, kötülüğü fışkırttılar, merhametsizliği çıkardılar. Canavar hislerini, kötü yanlarını ve katil yüzlerini ortaya çıkardılar. Meğer bu toplum hep tehdit altında, hep kötülüğün kol gezdi insanlarla birlikte nefes alıyormuşuz. Biz ne ara böyle vicdansız, katil ruhlu ve kötü bir toplum olduk?
***
Gün geçmiyor ki, ormanlarımız yanmasın. Ormanlar yanarken, içinde hayatlarda yitip gidiyor. Eko sistem dengesini kaybedince, sıcaklar artıyor, atmosfer ıısınıyor. Sıcaklardan dayanamayacak hallere geliyoruz. Yeşile hasret, ağaçları yok ediyoruz. Bu tehlike hep vardı ve var olmaya devam edecek.
Ama Türkiye bu yangınlara karşı hiçbir zaman hazır olmadı.
Her yanan ormanların ardından inşaatlar yükseliyor.
Bu bir gerçek.
Gün gelecek biz betonları yiyemeyeceğiz...
Ormanlarımız yok olurken dünya ısınıyor, su kaynakları tükeniyor. Hepsi birbirine bağlantılı.
Her şey insan içindi değil mi, azalan oksijen insanlığın sonu demektir, hayırlı olsun.
Batsın bu dünya, bu kötülü bu dünya daha fazla kaldıramaz.
***
Bu dünya da veya canım ülkemde kadın olmak, çocuk olmak, hayvan olmak ve ağaç olmak zordur, onları hayattan alın çekin, geriye ne kalıyor bir bakın...
Bütün renklerin yerini siyaha bırakmış.
|