Hesaplı, kitaplı olduğum için kardeşim bu yönümden oldukça rahatsız.
Zeynel Abidin Tekbaş; “100 TL. nedir ki onun hesabını yapıyorsun” diye bana çıkışıyor.
“On liran olmazsa, bir ekmek alamazsın” diye karşılık veriyorum.
Cumhurbaşkanımız gibi ben ekonomistim demeyeceğim.
Parmak hesabıyla 75 tane yüzlüğümün olduğunun farkına varıyorum.
***
Çalışan emekliydim,
Şimdi çalışmıyorum…
Neden?
Cumhurbaşkanı gazetelere aboneleri kesti ve basın ilan hakkımızı elimizden aldı.
***
Minimal harcamaya, hatta tasarruflu harcamaları birlikte yapalım.
***
İki evim kentsel dönüşüme gittiği için kiracıyım, evlerim ne zaman yapılacak belli değil!
bir buçuk yıl kira ödemesi yapıyor, lakin evlerin yapılması on yılları buluyor.
***
Belediye ekmeği 5 lira, 30 gün, 150 lira, misafir almayacaksın.
Bir kilo şeker 27, çay 360 lira.
5 kilo yağ 350 TL.
Bulgur, makarna, pirinç, mercimek, fasulye birer kilo alsam toplam da 100 TL ediyor.
Zeytin kilo 80, peynir 120, Yumurta 30’luk 75 lira
Tuz ve baharatlar 300 TL.
***
Domates 20, biber 30, patlıcan 10, bamya 60, fasulye 60, patates 20, soğan 10 lira.
Karpuzun kilosu 20 lira.
Çerez olarak kabak çekirdeği 110 lira.
12 kğ. Mutfak tüpü, 450 lira.
Aylık elektrik faturası 350, su 70 lira.
Deterjan 180 TL’den başlıyor
Bulaşık deterjanı 30 TL.
Yeşil banyo sabunu tanesi 25
Şampuan ise 160 TL.
***
Temel ihtiyaçlar arasına giren akıllı telefon kullanımı en ucuzu 10 cigabayt internetle birlikte şimdilik 184 lira.
Ev interneti 200 TL.
Bunun içinde ayakkabı ve giysiler yok.
Ayrıca 23 yıldır ayrım yapmadan kedi ve köpeklere maddi ve manevi bakıyorum.
İşim iyiyken üç yıl öncesine rağmen her gün 5 kilo et alır haşlar, içine 10 ekmek doğrar, kedi ve köpeklerimi doyururdum.
Bir tüp o zaman 110 lira idi.
Her ay tüp değişirdim, of demezdim.
Günlük maliyeti o zaman 30 lira tutuyordu.
Aylık harcamalarım bin lirayı bulurdu, tedavi ettirdiklerim hariç…
***
İki yıldır artık alamıyorum, çünkü işimi kaybettim, ama buna rağmen aylık kedi ve köpek tedavisi için 500 ila bin lira arasında veterinere para ödüyorum.
Ares’im için aylık harcamam 200 TL. Büyükbaş ciğer ve bulgur alıyorum.
Kasap eski komşum olduğu için arada bir bana veriyor, Beyza Piliç ise her gün kedilerimiz için ücretsiz destek çıkıyor.
Bazen hazır ürün geldiği içinde et olmuyor, bu defa ciğer almak zorunda kalıyorum, 50 tane kediye ben nasıl yetiştireyim ki?
Gıdım gıdım veriyorum.
***
Gelin şunları kaba bir hesaba dökelim.
Bu hesaba göre 4, 621 lira, içinde yol param yok, içinde yine kedi ve köpeklerime arada bir ciğer alıyorum, ayda en az 300 lira.
Aylık 5 bin lira harcama yapıyorum.
Hayatım boyunca harcamalarım için hep defter tuttum.
Bu harcamaların içinde sinema, tiyatro, seyahat olmadığı gibi, yemek ve bir bardak çay bile içmiyorum.
Üç yılda konforum çok değişti.
Bu hükümetin biz emeklilere sunduğu refah yaşam…
***
Yerel seçimler yaklaşıyor, emeklilerimiz yine Recep Tayyip Erdoğan’ın gösterdiği adaya gözü kapalı oy verecek, adım gibi eminim.
Burası Türkiye…
BESLEME SORUNUM
Sokak beslemelerim için 4 yıl önce Beyza Piliç toplamda bana yarım ton kıyma vermişti.
Sosyal medya instagram sayfasında @canların_abisi_01 Vedat abimize Beyza Piliç hemen her gün yüzlerce kilo kıyma tavuk desteğinde bulunuyor.
Bu haber beni sevindiriyor.
Rahmetli Süleyman Çalışkan babamın dava arkadaşıydı.
***
Hükümet Nisan ayından bu yana basın ilan desteğini tümden kesti. Bu meslekte 10 ve 20 yıllık olanlar var. Onlar ne yapacak bilmiyorum, yazık oldu. Milli mücadele vermiş koskoca Yeni Adana Gazetesi bu zamlara dayanamadı kapısına kilit vurdu.
***
Beyza Piliç Yönetim Kurulu Başkanı Recep Çalışkan’ı aradım.
Sorunumu söyledim. Onun Özel Kalem Müdürü ve her işine koşturan çalışkan genç, dinamik Fatih Mutlu beni aradı, her ay ne kadar istediğimi sordu, 50 kilo dedim.
50’ye yakın kediye bakıyorum.
Tabi ki arada bir köpeklerimize de bakacağım, onlar benim canım/ciğerim. Banka emeklisi Serap Hanım’a ve Ebru Öğretmen’e Allah sağlıklar versin. Şimdi bir melek daha çıktı karşıma Muhasebeci Yıldız İşlek, hatta geçen ay Yumoş ve Minik’in köşesinde yazmıştım.
***
Allah Beyza Piliç’ten bin kere razı olsun, biri bin olsun inşallah.
Yıllarca cebimden harcama yapmıştım, şimdi tıkanma noktasına geldiğim için, bu canlarında bir şekilde doyması gerekiyor. Biliyorum ki Beyza Piliç yardımlarını sürdürüyor, sokak köpeklerine bile veriyor.
İşte gerçek Müslümanlık bu!
İyi ki yeryüzünde böylesine iyi, değerli, güzel ve merhametli insanlar var…
İşimi kolaylaştırdılar, Allah onlardan razı olsun…
Dualarım Çalışkan ailesine, çalışanlarına ve Beyza Piliç’e ve masum canlara.
GÖRDÜN MÜ
GÖRMEYECEKSİN!
Hatırlarsanız size bir olay anlatmıştım.
Ben Döşeme Mahallesine 2021 yılı, 4 ekimde taşınmama rağmen, eve alışmamız, evde kalmaya devam etmemiz yılbaşını buldu. Kardeşimde kalıyorduk.
Komşularımı tanımam, etmem bilmem, merakta etmem.
Sokaktaki kendi çevremdeki kedi ve köpekleri çok iyi tanırım.
***
Buraya linkini atıyorum, siz açıp okursunuz.
Dürüst olmak suç mu?
http://adanadoruk.com/yazar-durust-olmak-suc-mu-109.html
Sokakta birileri bir şey satıyordu, benimde dikkatimi çekti, deprem bölgesine gidecektim, ucuz yollu alayım dedim
Aldım da, lakin içimi huzursuzluk kapladı. Satış yapan şahıs; “Burası teyzemin evi, teyzem kocasından boşandı, evi dağıtmamı söyledi” diye gelip geçene söylüyordu. Bende Allah var, depremden etkilenmiş, işe yaramazları satıyor sandım.
***
Camii hocasına gidip olayı anlattım, Hoca İbrahim Bey’in komşusu oluyormuş, o da ev sahibini aradı. Hırsızlığı haber veren, karakola gidip ifade veren benim...
Bir sürü zamanım gitti, aldığım şeyleri de teslim ettim.
Bugün bir sürü kişi dolandırılıyor.
Ben ne ilk olacam, ne son olacağım.
Bugün tanıklığıma başvuruldu, lakin ev sahibi olduğunu söyleyen kadın halen şikayetçi...
Tabii hakim bunu yemedi.
***
Neyse Allah’a şükür ben tanıklığımı yapıp çıktım.
Oysa hırsızı suç üstü yapan kendileri...
Artık hırsızla ev sahibi arasında bu olay devam edecek. Bende bu hanımefendiye mahkemeye veriyorum, hakkımı arayacağım, öyle boş beleş sallayıp gitmek yok!!!
Bu sokakta kızkardeşimden başka kimseyi tanımıyorum, ismen bilmiyorum.
Ama ve lakin dedikodusu bol bir sokakta oturduğumu şimdi bugün itibarıyla öğrenmiş oldum, düne kadar selam vermiyordum, bugünden sonra asla ve katta.
İş yok güç yok, kapı önlerinde oturup onun bunun çekiştirip, dedikodusunu yapıyorlar, çünkü zamanları çok!
Hergün ölmüş kardeşlerinin etini yemeye devam ediyorlar.
|