Yiyecek ve içeceklerimizde kı- sıtlama olsa da boğaz bu, ke- semezsin.
Gider ayni, gelir yok!
Yerel de birçok gazete ve tel- evizyonlar kapılarına kilit vurdu.
Doruk gazetesinde bir kişi çalışıyor, işten çıkarmak yasak.
Gel de maaşı ayarla, gel de ssk’yı yatır.
Vergi, gezete baskısı, o, bu şu içinde yok.
Katıldığımız tüm toplantılarda bunu dile getiriyoruz, bütün yetkililer sağırlara yatıyor, gör- mezlikten geliyor, üç maymunu oynuyor!
Günlük gazeteler bir nebze olsun belediyeler ilan vererek destek çıktı.
Haftalık, aylık gazeteler açlığa terkedildi.
Sayıştay da Domeklesin Kı- lıcı gibi belediyelerin tepe- sinde, sadece yerel basına yapılan ödemeler, başkanlara zimmet çıkarıyorlar...
Ankara ve İstanbul’daki tv ve yazılı basın para içinde yüzüyor. Bu Allah’tan reva mı? Devlet bun-
lara ek iş ve ihaleler veriyor.
***
Bazı meslektaşları- mız, belediyeleri ve iş insanlarını harekete geçirerek gıda paket- leri hazırladı.
Bizzat elleriyle bunları aylık yayın yapan ga- zeteci arkadaşlara teslim ettiler.
Buradan ilk kez açıklıyorum.
Pirinçlerde ve unlarda bit çıktı. Zeytin desen bin şahit ister taş gibi. Piş- meyen fasulye ve nohutlar... çok değil, birer kiloluk. Kimbilir depoda kaç yıl bekle- tildi, ramazan geldiğinde yar- dım paketi altında vatandaşlara dağıtıyorlar. Bizlere de aynen bu oldu.
Yine de gönderenlere, düşünenlere teşekkür ettik.
İçi bizi, dışı başkalarını yakıyor.
Pandemi döneminde sayın Cumhurbaşkanı birkaç kez paket açıkladı.
İçinde yerel basın yok! Yok sayıyor.
Sektör olarak görmüyor ki, niye paketin içinde yer alsın ki. Oysa Doruk gazetesi Adana’da ilk yıllarında Recep Tayyip Erdoğan’ın tek destekçisi idi.
Herkes onlardan kaçarken ga- zete gövdesini siper etti. Ödülü bu mu olmalıydı. Teşkilatları bir başka alem.
ne abone oluyor, ne ilan veri- yor. Bayramlarda davet ediyor, günlük cep harçlığını reva gö- rüyor.
***
Yazık günah değil mi.
Bir sürü insan sefalete sürük- lendi.
Her sektörden insanlar intiha- rın eşiğine geldi.
Hani Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına göre kanun önünde eşittik. Hani sosyal devlettik.
Kimine Karun, kimine Harun davranıldı.
Valla ben bunu Allah’a hava etmekten başka çarem yok. Kardeşimin yuvası dağıldı. Hani Sayın Cumhurbaşkanı soyumuz tükeniyor, en az üç çocuk yapın diye meydanlarda çağrıdalar da bulunuyordu ya... Kardeşim buna uydu ve dört çocuk yaptı.
Ne oldu, yuvası dağıldı.
O çocuklar artık okula bile git- miyor.
Hele şükür pandemi var ya!!! Bunu da dedim ya....
Dört çocuk nasıl laptop alsın, bir televizyonları bile yok.
Satmak zorunda kaldılar, elektrik ve sularını ödemek için.
Ben ondan bundan kısarak onun evinin taksitini ödüyorum.
Asgari ücret belli, TOKİ konut- larının aylık 960 lira...
Biz ne ara bu hale geldik!
Bizi dilenci durumuna düşürdüler. Yazıklar olsun.
***
Ali Babacan Adana’ya geldi. Elbette karşımızda yeni bir parti, yıpranmamış ekonomiden iyi an- layan bir lider vardı. Soruları peş peşe sordum. Yerel basının içindeki zorluklarını ve çözüm yollarını sayın Ali Babacan Bey’e ilettim. Karşılıklı konuştuk ve anlaştık. Göndereceğim raporu uygun görürlerse tüzüklerine koyacaklar. Kendisine şunu sormadan edemedim. Umarım halkın adamı olarak yola çıkan Sayın Recep Tayyip Erdo- ğan gibi halkla aranıza bari- katlar ve uçurumlar koymazsınız.
Benim tanıdığım, saygı duyduğum ve sevdiğim, destekle- diğim Recep Tayyip Erdoğan artık yok!!!
Adeta evrim geçirdi!!!
Artık hiçbir siyasetçiye güvenim kalmadı. Herkes kendine bakıyor.
Olan bizlere oluyor.
***
Ali Babacan’a ilgi çok büyük oldu. Gazeteci ordusu takip ediyordu. Sakin bağırıp çağırmadan, sinirlenmeden bütün sorulara içtenlikle cevap verdi.
***
Size bir fıkra anlatayım. Günlerden bir gün Nasrettin Hoca eline maya bakracını alıp göle doğru yola koyulmuş. Gölün etrafında piknik yapan köylüler Hoca'ya dikkat kesilmişler.
Hoca Nasrettin başlamış yoğurt mayasını göle kaşık, kaşık çalmaya:
Köyüler şaşkınlıkla izlerken, iç- lerinden biri Hoca'nın yanına varmış.
– Hayırdır Hocam? Ne yapıyorsun böyle? diye sormuş.
– Göle yoğurt mayası çalıyorum, demiş.
– İlahi, hocam, hiç göle maya çalmakla göl maya tutar mı?
– Hoca Nasrettin O nüktedan cevaplarından birini daha ver- miş;
– Ya tutarsa...
***
Ali Babacan’ın kurduğu parti tabanda maya tutmaya başla- mış bile. Edindiğim izlenim bu. Allah utandırmasın.
***
Hepsinden önemlisi bir olayın daha farkına vardı.
Yerel basının sorunlarını ilk ağızdan rapor halinde okuya- cak. Bu önemli bir fark.
İYİ PARTİ
Adana İYİ parti’den peş peşe istifalar birbirini kovaladı.
Bu hafta Adana’da haber bol- luğu vardı. Yarın’da Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin iki yıllık hizmetlerini sıralacak? Soner Çetin gazetecilerden kaçmıyor, takır takır yaptığı her şeyin hesabını veriyor.
***
Adana ASKİ tesislerinde İYİ Parti katılım toplantısı vardı, ama ne toplantı. sanki dersinis ki, kongre oluyor.
Salon labeleb doluydu. Pan- demi kurallarına uyulmuştu. Gazetecilere bir ikram, bir izzet, emin olun hiç beklemi- yorduk. Çünkü uzun zamandır bize kimse böyle davranmıyorlardı.
Genel Başkan Yardımcısı koray Aydın Adana’yea geldi. Bütün siyasi partilerden İyi partiye geçiş vardı, heyecan doruk’ta idi. İyi Parti ve Deva Partisi Adana’da ne yalan söy- leyeyim maya tutmuş bile, an- ketler doğru mu, yoksa yanlış mı, aldıkları paraya göre mi sonuç çıkarıyor bilmiyorum, gördüğüm şu, Adana’da İYİ Parti ve Deva almış başını gi- diyor.
06-11-2024
Enerjisa Enerji, ITalent ile Genç Yetenekleri Geleceğe Hazırlıyor
Anasayfa