Moved Permanently

Filistinliler adım adım yok ediliyor.
Yarına dair umutları yok, hayalleri de yok!
Bu işgal 1948’lere dayanıyor.
Yahudi kimliklerini saklayarak, Alman ve İngiliz kimliği ile arazi ve konut satın aldılar. 
Azınlıkta bir ilçe nüfusu kadar olan Yahudiler, kan döke döke 76 yıldır Filistinlileri kendi ülkelerinde azınlığa ve mülteci durumuna düşürdüler.
Vaat edilmiş topraklar diyerek, bu toprakların kendilerine ait olduğunu iddia ettiler.
Batılı ülkeler İsrail’e giderek bağlılıklarını sundu.
7 Ekim 2023 tarihi bir milattır, HAÇLI ruhunu yeniden yakaladılar.
***
Biliyorsunuz İsviçre bu yıl hep kutsal kitabımızın yakılmasına ve yırtılmasına ayaklar altına alınmasına göz yumdu ve fikir özgürlüğü diyerek işin içinden çıktı. 
Ucu kendilerine dokundu mu, Batı da fikir özgürlüğü diye bir şey yok!
***
İtalyan siyasetçi ve şair Dante Alighieri İlahi Komedya kitabında Peygamberimizi ve Hz. Ali’yi  kendi cehenneminde gezdirmişti. 1320 yılları. 
***
Fransız yazar Voltaire, Candide ya da İyimserlik kitabında sanıyorum Dante’den esinlenmiş olmalı (Yıl 1759) Müslümanları canavar, Türkleri de barbar olarak göstermiş. Avrupalının bakış açısı hiç değişmemiş, İslâm ve Müslümanlara karşı içlerinde hep öfke biriktirmiş.
***
Bu yazı yazıldığı 19.12.203 tarihinde Gazze Şeridinde 93 gazeteci öldürüldü. 
Batı medyası bunu görmedi, ama halen bizim aydınlarımız onları örnek almaya devam ediyor (!)
(İşine gelirse olayı, her iki taraf içinde geçerli. Yani diller, dinler, ırklar, milletler farklı da olsa insanlığın vicdanı tektir. )
Daha çok örnek verirdim, bilen biliyor zaten. 
***
Coğrafya kaderdir tümcesi, Yazar Ahmet Hamdi Tanpınar, veya diğer bir kaynak da İbn-i Haldun’u gösteriyor. 
***
Rabbim Batı’ya yağmur, Asya topraklarına ise madensel zenginlikler vermiş.
İngilizler, Brezilyalılar ve İspanyalılar değerli madenleri ülkelerine götürmüş!
Siyonist İsrailliler de bütün Filistin’i ele geçirdi. Üzerinde tepiniyor. 

18.12.2023 KARAR GAZETESİ BİLANÇOYU VERİYOR
70 günlük katliamın bilançosu
8 bin çocuk, 6 bin 200 kadın, toplamda 17 bin insan katledildi. 
22 hastane, 53 sağlık merkezi, 126 hükümet binası, 90 okul, 102 ambülans ve 52, 500 konut yerle bir oldu.
Yahudilikte merhamet diye bir duygu yok!
Filistin’in yarınları olan 8 bin çocuğu hesaplayalım.
Orada her kadın dört çocuk doğursa… 
Bir kuşak 15 yıl sayılıyor, 8 bini 4 dörtle çarpalım 32 bin ediyor. 15 yılda ki rakam, ikinci bir on beş yıllı eklersek, 32 bini 4’le çarpalım, rakam 128 bine çıkıyor. 
Bir 15 yıl daha geçsin, 128 çarpı 4, eder 512 bin!
45 yılda 512 bin…
100 yılda bu rakam 2 misline çıkıyor.
Neden dörtle çarptım…
Çünkü sosyal hayatları yok, sinema, tiyatro, seyahat, eğlenme yok.
Bu öyle bir coğrafya ki, tek sosyal yaşamları aileleri...
Çocuklar bombaların altında doğuyor, çocukluklarını yaşayamıyor. Bırakın yarınlarını düşünmeyi, bir saat sonrasına çıkacaklarına dair güvenceleri yok. Korku, kalpleri ıslak, gözyaşları hiç kurumuyor. 
Bir türlü çocuk olamıyorlar, ilk öğrendikleri şey, ülkelerini savunmak ve şehit düşmek!
Silah yok, asker yok, devlet yok!
Çocukların ellerinde sadece oyuncakları sapan var, bizim eski deyimizle ‘Kuş lastiği’ ateşli silaha karşı, sadece sapanla karşı koyuyor ve kendilerini savunuyor.
Gerçek bir soykırım işte böyle bir millet yok ediliyor. Özellikle çocuk ve kadınlar bunun için öldürülüyor.
Tevrat’ta üstün oldukları; “Acımayın öldürün” diye yazar. 
Kutsal kitabımızda da lanetlenmiş bir millet. 

HANZALA’NIN HİKAYESİ
Filistinli karikatürist Naci el Ali'nin kaleminden çıkan Hanzala karakteri, savaşın etkisiyle çocuklarının yaşadığı acıyı, zulmü, İslam dünyasının katil İsrail'in barbarca katliamlarına karşı sessizliğini ifade ediyor. Hanzala, yüzünü hiç dönmüyor ve hep 10 yaşında!
***
Filistinli çocukların dramını en güzel şekilde tanımlıyor. Filistin’de doğan çocuklar asla büyümüyor. Büyümesine fırsat verilmiyor. 
***
Filistinli çocuk daha anne karnındayken, doğarken,
Emeklerken, ilk tebessümünde
İlk anne, sonra baba derken
İlk sofraya otururken
Hele o Gazzelli bir çocuksa.
Tepesine bombalar yağıyor. Her yerleri kan... 

***
Sokakta oyun oynarken
Uçurtma uçururken
Sapanla düşmanına taş atarken, arkadaşlarıyla sobe oynarken, tepesine, tepesine  bombalar yağıyor.
***
Gazzeli çocuklar büyümüyor, gelecekleri hiç olmuyor. Ülkeleri ellerinden alınıyor. Annesi ve babası ölmüş bir Gazzeli çocuğun gözyaşlarını silecek bir annesi bile olmuyor!
Ailesi yok, kendinin kim olduğunu bilmeyen binlerce çocuk!
Filistin, Gazze dünyanın en büyük açık hava mezarlığı, halen enkazların altında cansız bedenler var. 
Ağlayan bir çocuğu, bir başka çocuğun teselli ettiği yer oluyor Gazze.
Gazze’de çocuklar aç biilaç, susuz ölüyor.  
Dünya sağır ve kör, vicdanlar çelik, merhamet sırra kadem basmış. 
***
Filistinli çocuklar hayal kuramıyor, sokaklarında bisiklete binemiyor. Saklambaç oynayamıyor...
Filistinli çocuklar asla büyümüyor, hepsi Hanzala gibi küs, mahzun ve başı öne eğik!
Sadece küsmeyi bilirler. Çocukça arkalarını dönerler. 
Sezai Karakoç'un 'Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır.' Sözleri sanki Filistinliler çocuklar için söylenmiş gibi.
Filistinli çocukların bir kaderi varsa,onu da İsrailliler çiziyor. 
*** 
Bebek katili İsrail, vampir gibi kana doymuyor, çocuk ve kadın kanı içmeyi çok seviyor.
Okula gidemiyor, su içemiyor, yemek yiyemiyor, sadece ölüyor veya Hanzala gibi küsüyor ve yaşamadan toprağa kavuşuyor.
Yavru melekler kanat açmış öbek öbek kuşlar gibi ,şehitler kervanına kanat çırpıyor!
Ah Hanzala çocuk olmayı bırak büyü ve ayağa kalk, ülken elden gidiyor.
Müslüman ülkeler ellerini ovuşturuyor, “Bana dokunmayan yılan” misali şerhini koyuyor.
Türkiye hariç, ah o da samimi olsa! Gemicikler yalan olsa…
Kötü coğrafya senin kaderin olmuş! Her gün taze mezarlar kazılıyor. 
Belki bir gün Eşref-i mahlukat’ın insani yönü uyanacak! Bu gidişata dur diyecek,insan olmanın hakkını verecek